Mustafa Hamurcu. 19 Mayıs 2020. Merhaba, Bu yazıda; bilenler için tekrar olması, bilmeyenler için ise öğrenilmesi amacıyla Kur’an-ı Kerim’den bazı kısa sure örnekleri paylaşmak istiyorum. Her surenin Arapçası, Latince okuma metni, Türkçe meali ve Arapça kıraatini dinleyebileceğiniz bir ses kaydı bulunmakta. Peygamber (s.a.v.)'in büyük karakter özellikleri olan alçakgönüllülük, cömertlik, cesaret, bağışlayıcılık, hoşgörü ve her güzel özellik. Bazı ahlaksızlık örnekleri nelerdir? Ahlaksızlığa genellikle kötülük denir ve iyi insanların kaçındığı bir durumdur. Ahlak, doğru olan şeylere atıfta bulunduğundan İSLÂM'A DAVETTE KUR'ÂN-I KERİM ÇİZGİSİ. Kur’ân-ı Kerîm; Rasûl-i zî-şân -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ne kadar tahammüllü bulunduklarını ve bütün işlerde ne büyük bir rıfk u incelik, nezaket, lütufkârlık ile hareket buyurduklarını bizlere gösterecek ilâhî emirleri beyân ettiği gibi, siyer Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığınca düzenlenen Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Kadınlar Türkiye Finali Manisa'da yapıldı. Kuran-ı Kerim’den Nezaket Örnekleri | 4 Bu PDF içerik konuanlatimi.net sitesine aittir ve farklı bir web sitesinde tıklanabilir kaynak link verilmeden paylaşılması / görüntülenmesi yasaktır. Kur’an-ı Kerim’den Nezaket Örnekleri | 4 inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden Kur'an'a Çağdaş Yaklaşımlar 2 haber detayı. KUR’AN-I KERİM’İN EVRENSELLİĞİ - Prof.Dr. Ömer Çelik -(makale Özeti). مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا Oars. عَنْ اَنَسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ خَدَمْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَشْرَ سِنِينَ فَمَا قَالَ لِي اُفٍّ وَلَا لِمَ صَنَعْتَ وَلاَ اَ لاَّ صَنَعْتَ Hz. Enes b. Mâlik radıyallahu anh’ın şöyle dediği nakledilmiştir “Peygamber aleyhisselâm’a on yıl hizmet ettim. Bu süre zarfında bana bir kere bile öf’ demedi en küçük bir azarını bile işitmedim. Yaptığım bir şeyden dolayı, Onu niçin öyle yaptın?’; yapmadığım bir şeyden dolayı da, Onu niçin yapmadın?’ demedi Beni eleştirip rencide etmedi.” Buhârî, Edeb39; Müslim, Fedâil13 Rabbimiz şanlı Kur’ânında, Sevgili Elçisi’ni överken, “Muhakkak ki sen yüce bir ahlâka sahipsin.” buyurmaktadır.[1] Bu öyle muazzam bir ahlaktır ki, sahibini asaletin ve nezaketin zirvesine kanatlandırmıştır. Çocukluğundan itibaren yanında kalan Hz. Enes’e on sene boyunca hoşgörüyle muamele edip hiçbir eleştiride bulunmaması bu asalet ve nezaketin en güzel örneklerindendir. En Sevgiliden Nezaket Tabloları İki Cihan Güneşi’nin nezaketine dair eşsiz örnekleri, çevresindeki yıldızların gözünden seyredelim Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh anlatıyor “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yolda bir adama rast­layıp da onunla konuştuğu zaman, adam dönüp gidinceye kadar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, mübarek yüzünü ondan çevirmezdi ve adamla tokalaştığı zaman, adam elini çekinceye kadar O, mübarek elini adamın elinden çekmezdi. Hiç bir zaman O’nun mübarek dizle­ri de yanında oturan adamın dizlerinden ileride görülmemiştir.”[2] İşte Nezaket Sultanı! Öyle bir insan ki, davranış tarzıyla muhatabını kırmak bir yana en küçük bir burukluk duymasını bile önlüyor ve ona özel olduğu hissini veriyor. Konuşurken bütün içtenliğiyle muhatabına yöneliyor, samimiyetle elini sıkıyor ve otururken bile yanındakiyle bedenini aynı hizada tutarak gönül iletişimini sürdürüyor. Hz. Abdullah b. Hâris anlatıyor “Ben Rasûlullah’tan daha çok tebessüm eden hiçbir kimse görmedim.”[3] Hz. Cerîr b. Abdullah anlatıyor “Müslüman olduğumdan beri Rasûlullah beni yanına girmekten alıkoymadı kapıdan geri çevirmedi ve beni gördüğünde mutlaka gülümsedi.”[4] O gülümseyince gül yüzünde güller açardı. Sımsıcak tebessümüyle buzları eritir, kışları bahara erdirirdi. O Müstesna Güzel çoğu kere daha konuşmadan önce, eşsiz nezâketi ve güven veren gülümsemesiyle muhatabının gönlünü fethederdi. Hz. Abdullah b. Amr Atâ b. Yesâr rh. aleyh yoluyla bize Rasûlullah’ın Tevrat’ta da geçen özelliklerini anlatıyor “…O, katı kalpli ve kaba biri değildir. Çarşı pazarda bağırıp çağırmaz. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bilakis affeder ve bağışlar…”[5] Hz Ali anlatıyor “Rasûlullah aleyhisselâm’dan bir şey istendiğinde, o da bu şeyi yapmayı istediğinde tamam’ derdi. Yapmak istemediği bir şey karşısında ise susar, cevap vermezdi. Onun kendisinden istenen bir şey için hayır’ dediği olmamıştır.”[6] Buna göre Sevgili Peygamberimiz insanların isteklerine olumlu bir karşılık veremeyeceği durumlarda susup cevap vermeyerek muhatabını kırgınlık ve öfkeden alıkoymuş ve düşünmeye sevk etmiştir. İnsanlar böyle anlarda karşılarındaki kişiyle empati kurarlar ve rencide olmadan isteklerinden vazgeçebilirler. Hz. Abdullah b. Ömer anlatıyor “Bir defasında bir adam üç kez Rasûlullah aleyhisselâm’a seslendi. Allah Rasûlü adamın her seslenişinde ona, Lebbeyk! Lebbeyk!’ Buyurun! Buyurun! diye cevap veriyordu.”[7] Bu davranışı O’nun sabır, tevazu ve nezâketi bir araya getirdiğinin göstergesiydi. O’nun dışında, nezaketiyle tanınan her hangi bir insan, kibarlığı sabrıyla imtihan edildiğinde sabrıyla birlikte nezaketini de rahatlıkla bir tarafa atabilirdi. Fakat O başkaydı. O’nu âlemlerin Rabbi olan Allah bizzat terbiye etmişti “Beni Rabbim eğitti. Hem de ne güzel eğitti.”[8] Sevgili Peygamberimiz zikrettiğimiz şu birkaç örnekten de anlaşılacağı üzere, her konuda olduğu gibi nezaket konusunda da biz ümmetine en güzel örnektir. Bizzat yaşayarak ve hadisleriyle yol göstererek bize edebi, nezaketi O öğretmiştir. Kur’ân-ı Kerim’den ilgili ayetler, hadis kitaplarından özellikle selamlaşma, izin isteme ve her türden insanî faaliyet ve sosyal ilişkiyi İslâmî sınırlar içinde gerçekleştirmeyle ilgili hadisler nezaket konusunda Efendimizin rehberliğini en güzel şekilde yansıtmaktadır. Rasûlullah’ın Eşsiz Nezaketinin Temelleri Sevgili Peygamberimizin nezaketinin temelinde, Onun son derece yüksek empatisi, ileri düzeydeki yumuşak huyluluğu ve benzersiz affediciliği vardır. Ayrıca hayâ duygusunun zirvede oluşu da Onun nezaket dışı davranışlarda bulunmasına mani olmuştur. Empatisi Bilindiği gibi empati, en üstün imanın vazgeçilmez şartlarındandır.[9] Buna göre insanlar içinde en üstün imana sahip kişi Peygamberimiz olduğuna göre, en yüksek empatiye sahip olan da yine O’dur. Efendimiz aleyhisselâm’ın üstün empatisi; yani duygudaşlığı sonucu ashabına karşı anlayışlı ve nazik davranmasıyla ilgili çok çarpıcı örnekler vardır Bunlardan birine göre, bir adam Hz. Peygamber’e gelip şöyle demişti Ya Rasûlallah! Bizler, cahiliye insanları ve putlara tapan kişiler idik. Bu sebeple çocuklarımızı öldürüyorduk. Yanımda bir kızım vardı. Büyüyüp, kendisini çağırdığımda, çağırmamdan dolayı sevinecek bir yaşa geldiği zaman bir gün onu çağırdım, o da peşimden geldi. Ben de, ailemin uzak olmayan bir kuyusuna kadar gittim. Kuyunun ya­nına varınca elini tutup onu kuyunun içine attım. Ondan hatırımda kalan son şey; “Babacığım! Babacığım! demesidir.” Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gözyaşları içerisinde ağladı. Rasûlullah aleyhisselâm’ın yanında otu­ranlardan bunu gören bir adam, olayı anlatana kızarak; “Rasûlullah’ı hüzünlendirdin!” dedi. Rasûlullah bu adama; “Bırak onu, buyurdu, çünkü o, kendisini ilgilendiren, endişeye sevk eden bir şeyi sormaktadır.”Sonra olayı anlatan zata; “Haberini bana tekrar anlat!” buyurdu. O da tekrar anlattı. Rasûlullah da gözyaşları sakalına ininceye kadar ağladı. Müteakiben şöyle buyurdu “Allah cahiliye dönemi insanlarından, yapmış oldukları şeyleri kal­dırmıştır. Bu yüzden sen ameline yeniden başla.”[10] Yumuşak Huyluluğu Sevgili Peygamberimiz yumuşak huyluluğu Kur’an’da övülmüş ve bunun Allah’ın rahmetiyle olduğu ifade edilmiştir.[11] Ayrıca O’nun halim; yani yumuşak huylu oluşu Tevrat’ta da övülen vasıflarındandır. Medine’de bir Yahudi, Efendimizin bu özelliğini test etmeyi düşünmüş ve ondan vadesi gelmemiş borcunu kaba bir şekilde istemiş; “Ey Muhammed! Hakkımı öde. Zaten siz Abdülmuttalipoğullarının âdeti, borcu zamanında ödemeyip geciktirmektir.” demişti. Orada bulunan Hz. Ömer’in Yahudi’yi tehdit etmesi üzerine de Rasûlullah aleyhisselâm “Ey Hafs’ın babası! Allah seni affetsin. Biz senden, başka türlü davranmanı beklerdik. Bana onun bende olan hakkını güzellikle ödememi söyleyecektin. Ona da alacağını tahsil etmekte yardımcı olacak ve borcunu isterken nazik davranmasını öğütleyecektin.” buyurdu. Alacaklı Yahudi bu olayı anlatırken, “Benim Rasûlullah’a karşı cahilce, kaba ve sert davranışım, O’nun yumuşaklığını arttırmaktan başka bir şey yapmadı.” demiştir. Sonra Rasûlullah aleyhisselâm, Hz. Ömer’e Yahudi’yi ertesi sabah hurma bahçelerine götürüp istediği hurmalardan vererek borcunu ödemesini, fazladan hurma da vermesini emir buyurdu. Bu olaydan sonra Müslüman olan Yahudi, Hz. Ömer’e bütün bu yaptıklarını, Son Peygamber’in Tevrat’ta yazılı hilm özelliğini denemek için yaptığını söylemiş ve hurmalarla servetinin yarısını sadaka olarak bağışlamıştır. Ayrıca o Yahudi’nin sülalesinden yaşlı bir kişi dışında herkes Müslüman olmuştur.[12] Affediciliği Kur’ân-ı Kerim’de, Efendimize affedici olması öğütlenmiştir “Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.”[13] Yürüyen Kur’ân olarak vasıflandırabileceğimiz Sevgili Efendimiz Kur’ân’ın emrine uygun olarak hep affedici olmuştu. Bir defasında koşup arkasından yetişen ve Necran kumaşından yapılmış sert yakalı hırkasını çekerek boynunda iz bıraktıran bir bedevîye karşı affedici olmuş, nazik davranmıştı. Bedevî O’na, “Ey Muhammed! Yanındaki Allah’ın malından bana da verilmesini söyle!” diyerek kabalık ve görgüsüzlük yapınca Efendimiz aleyhisselâm adama dönüp gülümsemiş; sonra da istediği malın kendisine verilmesini emrederek affedici ve nazik karakterini göstermişti.[14] Efendimiz aleyhisselâm öyle affediciydi ki, Mekke’yi fethettiğinde, bir zamanlar kendisine ve ashabına işkence yapıp Müslümanları öldürenleri; hatta amcasının karnını yarıp ciğerini dişleyenleri bile affetmişti. Hayâ Duygusu Sevgili Peygamberimizin sahip olduğu üstün hayâ duygusu, her konuda Onu kaba davranışlardan uzaklaştırıyor, nezâkete yönlendiriyordu. Efendimizin utanma duygusunun ne derece yüksek olduğuyla ilgili Hz. İmrân b. Husayn ve Hz. Ali nakledilen şu hadis son derece çarpıcıdır “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem örtüsüne bürünmüş bakire bir gelin kızdan daha fazla hayâ sahibiydi. Biz Onun bir şeyden hoşlanmadığını yüzünden anlardık. Hayâsından dolayı yüzünün rengi ve mimikleri değişirdi.”[15] Nezaketle İlgili Altın Prensipler Sevgili Peygamberimiz nezaketle ilgili olarak öyle prensipler getirmiştir ki bunlar sosyal hayatımızda sevgi, saygı ve kardeşlik duygularımızı yüceltmeye; kin, nefret, haset ve düşmanlığı engellemeye son derece yardımcıdır. Pratik bazı eylemlere yönlendiren bu prensiplerden bazılarına değinelim. Mesela bir hadiste Peygamberimiz aleyhisselâm, “Üç kişi bir arada olduğunuzda, iki kişi üçüncüyü bırakarak kendi arasında fısıldaşmasın. Çünkü bu onu üzer.”[16] buyurmuştur. Buna göre üç kişinin olduğu bir yerde iki kişinin fısıldaşarak; ya da üçüncü kişinin anlamadığı bir dilde konuşması nezakete aykırıdır. Konuşmanın nezaketi olduğu gibi dinlemenin de bir nezaketi vardır. Peygamber Efendimiz uygunsuz olmadıkça konuşanın sözünü kesmez, onu sabırla dinlerdi.[17] Hatta bir şey söylemek için ağzını kulağına yaklaştıran bir insan başını geri çekmedikçe kulağını ondan uzaklaştırmazdı.[18] Buna göre konuşanı, sözünü bitirinceye kadar dinlemek ve sözünü kesmemek sünnettir. Nezaketle ilgili birkaç hadisi daha zikretmek istiyoruz. Efendimiz aleyhisselâm şöyle buyurdular “Herhangi biriniz oturmak için bir başkasını asla yerinden kaldırmasın. Ancak ona yer açınız, yer veriniz.”[19] “Bir kimsenin izinlerini almadan iki kişinin arasına girip oturması doğru değildir.”[20] “İnsanlara teşekkür etmeyen kimse Allah’a da şükretmez.”[21] “Din kardeşinle münakaşa ve mücadele ederek çekişip durma. Ona kırıcı şaka yapma ve onunla alay etme. Ona yerine getiremeyeceğin bir şey hakkında söz verme.”[22] “Karşılaştıklarında binitli olan yaya olana, yürüyen oturana, sayıca az olanlar çok olanlara, yaşı küçük olanlar büyük olanlara’ selam vermelidir.”[23] “Hiç biriniz arkadaşının eşyasını ister şaka, ister ciddi olarak almasın. Herhangi biriniz arkadaşının baston gibi değersiz bir eşyasını bile alırsa hemen ona geri versin.”[24] Her konuda olduğu gibi nezâket konusunda da Allah ve Rasûlü’nün çağrısına uymak bize hayat bahşedecek, ruhsuz ve ölü hayatımızı diriltecektir “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve Rasûlü’nün çağrısına uyun. Hem bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz diriltilip O’nun huzurunda toplanacaksınız.”[25] [1] Kalem Sûresi 68/4. [2] İbn Mâce, Edeb 21 No3716 [3] Tirmizî, Menâkıb 21 [4] Buhârî, Cihad 162; Edeb68; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe 134 [5] Buhârî, Buyû 50; Tefsir, Fetih 3 [6] Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, IX, 13 [7] İbn Hacer el-Askalânî, el-Metâlibu’l-Âliye, Menâkıb15 Hadis no 3854 [8] Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, Hadis no310 [9] Bir hadiste Peygamber Efendimiz, “Sizden hiç biriniz, kendisi için istediğini din kardeşi için de istemedikçe gerçek mü’min olamaz.” buyurmuştur. Buhârî, Îman 7 [10] Dârimî, Mukaddime 1 Hadis no2 [11] Âl-i İmran Sûresi 3/159. [12] İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, Dâru’l-Fikr, Beyrut,1994, I/360 [13] A’raf Sûresi 7/199. [14] Buhârî, Libas18; Humus19; Edeb 68 [15] Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, IX, 17 [16] Buhârî, İsti’zan 47 [17] Tirmizî, Şemail Hadis no291 [18] Ebû Dâvud, Hadis no4794 [19] Buhârî, İsti’zân 31; Müslim, Selâm 29 [20] Ebû Dâvûd, Edeb 21 [21] Ahmed, V, 211 [22] Tirmizî, Birr 58 [23] Buhârî, İsti’zan 5 ve 7; Müslim, Selâm. 1 [24] Ebû Dâvûd, Edeb 85 [25] Enfâl Sûresi 8/24. Ders Adı TDB Ortaokul İslam 1Ünite/ Tema No 4. ÜniteÜnite/Tema Adı NezaketKazanımlar1-Nezaketin kişinin Müslümanlığının önemli tezahürü olduğunu fark Kerim’den nezaket örneklerini sünnetinden nezaketle ilgili örnekler verir. 3-Geleneğimizde yer alan nezaket örneklerini Hüsnâ’dan el-Halîm, el-Latîf, er- Refîk isimlerini KULLANIM REHBERİBu sunu ders boyunca akıllı tahta ya da beyaz tahtaya yansıtılarak kullanılabilir. Her bir slayt öğretmene derste ne anlatacağı hakkında ipucu öğrenciye ise kısa, özet bilgiler, örnek ayet hadisler içerir. Kur'an-ı Kerim'in diğer isim ve sıfatları nelerdir? Kur'an metni içinde "kur'an" kelimesi yerine el-Furkan, ez-Zikr, en-Nûr gibi farklı isim ve sıfatlar da yer alır. Kur'an, bir araya getirmek, kümelemek demektir. "Kur’an" kelimesi bizzat Kur'an-ı Kerim'de yer alır. O, elbette değerli bir Kur’an’dır. Vâkı’a77 Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. A’râf204 Kur'an metni içinde Kur'an-ı Kerim hakkında bahsedilirken "kur'an" kelimesi yerine farklı isim ve sıfatlar da kullanılır. Aşağıdaki tabloda en çok bilinenleri gösterilmiştir. el-Kitab kalemle yazılan Bakara2 el-Furkan hak ile batılı ayıran Furkan1 ez-Zikr Allah’ı hatırlatıp, tanıtan Hicr9 en-Nûr apaçık aydınlatan Nisa174 er-Ruh kalpleri dirilten Şûrâ52 elMev’iza öğüt ve nasihat veren Al-i İmran138 eş-Şifâ şifa veren Yunus57 el-Hüdâ doğru yolu gösteren, hidayete erdiren Nahl64 el- Beyân açıklayan Nahl89 el-Kelam Allah’ın sözü Bakara75 er-Rahmet tüm insanlığa rahmet olan Araf52 Kur'an-i Kerim'in diğer isim ve sıfatlarıBu alana not bir sorunuz mu var? Tefsir 59 417 55 9 Kur'an'da hangi peygamberlerin isimleri geçmektedir? Kur'an'da 25 peygamber adı geçer. Bunlar Adem, Idris, Nuh, Hûd, Salih, Ibrahim, Lût, Ismail, Ishak, Yakup, Yusuf, Suayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman.. 1 0 0 10 Üç aylar nedir? Kameri aylardan ramazan ayı ve öncesindeki iki ay recep ve şaban ayları üç aylar olarak bilinir. Beş kandilden dördü bu üç ay içerisinde yer alır... 8 90 35 8 Rahman ne demektir? Allah'ın tüm varlıklara bahşettiği rahmet ismidir. Allah'ın sonsuz ikram ve merhamet sahibi oluşunu ifade eder. Previous Next 3 18 5 10 Burç nedir? Astrolojide gökkürede yer alan 12 takımyıldızdan her birine burç nedir. Horoskopta çizilen göksel haritada bir daire üzerine yerleştirilmiş 12 bölümd.. 0 3 0 0 Astrolojide ev kavramı nedir? Doğum haritaları 12 bölümden oluşur, her bir bölüme ev denir. Halka üzerinde saatin tersi yönünde 1'den 12'ye kadar her evin bir numarası vardır... Previous Next Mü’minin dili, ilâhî hakîkatlerin bediî ve rûhânî güzelliklerini sergileyen bir hikmet pınarı olmalıdır. Cenâb-ı Hak, Kurʼân-ı Kerîmʼinde bizlere bir konuşma tarzı tâlim ediyor 1 DOĞRU SÖZ SÖYLE Her hususta, doğru, samimî, âdil ve hak-şinas olmamızı emrederek قَوْلاً سَدِيداً, yani doğru söz söyleyin, buyuruyor. Bkz. en-Nisâ, 9; el-Ahzâb, 70 2 İKRAMKÂR VE İLTİFATKÂR SÖZ SÖYLE Anne-babaya karşı “öf” bile deme, onlara; قَوْلاً كَرِيماً, yani ikramkâr ve iltifatkâr söz söyle, buyuruyor. Bkz. el-İsrâ, 23 3 GÖNÜL ALICI SÖZ SÖYLE Yoksula verebileceğin hiçbir şeyin yoksa ondan yüzünü çevirme, hiç olmazsa قَوْلًا مَيْسُورًا gönül alıcı, tesellî edici birkaç söz söyle, buyuruyor. Bkz. el-İsrâ, 28 4 TATLI SÖZ SÖYLE Başa kakmak ve gönül incitmek sûretiyle ecri zâyi edilen bir sadakadansa قَوْلٌ مَعْرُوفٌ, yani tatlı bir söz daha hayırlıdır, buyuruyor. Bkz. el-Bakara, 263 5 YUMUŞAK SÖZ SÖYLE Zâlimlerin kalbini yumuşatmak için قَوْلاً لَيِّناً, yani yumuşak söz söyleyin, buyuruyor. Bkz. Tâhâ, 44 6 TESİRLİ, HİKMETLİ SÖZ SÖYLE Yine tebliğ esnâsında قَوْلاً بَلِيغاً yani gönüllere işleyecek tesirli, hikmetli ve belîğ söz söyleyin, buyuruyor. Bkz. en-Nisâ, 63 7 BAĞIRMADAN, ALÇAK SESLE KONUŞ Kaba ve haşin konuşmaların bir müʼmine yakışmadığını ve ses tonumuzu da yerine göre ayarlamamız gerektiğini ifade sadedinde canlı bir misal vererek “Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” Lokman, 19 buyuruyor… Velhâsıl, Rabbimiz, bunun gibi pek çok tâlimatla, müʼmine yakışan konuşma üslûbunu Kurʼân-ı Kerîmʼinde beyan ediyor. Anaokulundan üniversitelere kadar bütün okullarda ve kurslarda yabancı dillerin öğretildiği günümüzde, Kurʼân-ı Kerîmʼin bizden istediği lisâna ne kadar âşinâyız? Beşerî lisanlara ne kadar, Kurʼân lisânına ne kadar ehemmiyet veriyoruz?.. Kur'an-ı Kerim ile birlikte insanlığa en güzel örnek olarak gönderilen Peygamber Efendimizin yaşantısı, nezaket ve inceliğin en güzel örneklerini oluşturur. Onun sünnetleri, insanların toplum içerisinde hayatını kolaylaştıracak görgü kurallarını öğreten büyük bir rehberdir. Öyle ki "Sizden biriniz üç kere izin istediği zaman kendisine izin verilmez ise, hemen geri dönsün." buyurarak evlere ancak izin alınarak girilmesinin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Sizler için hayatımıza rehber olacak, Peygamber Efendimizin görgü kuralları ile ilgili hadislerini derledik. Giriş Tarihi 0855 Güncelleme Tarihi 1325 2 30 ◾ Çocuklarınız ergenlik çağına geldiklerinde, kendilerinden öncekilerin istedikleri gibi izin istesinler... Nûr, 24/59 3 30 ◾ Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den ra rivayet edildiğine göre Resûlullah Bir yere girmek için izin almak maksadıyla kapı üç kere çalınır, izin verilirse girersin; verilmezse dönersin, buyurmuştur. Müslim, Âdâb, 34; Buhârî, İsti'zân, 13 Peygamber Efendimizin hadislerini okumak için tıklayın 4 30 ◾ Sehl b. Sa'd'dan ra rivayet edildiğine göre Resûlullah Bir yere girmek için izin almak ancak evin özel hâllerinin görülmemesi içindir, buyurmuştur. Buhârî, İsti'zân, 11; Müslim, Âdâb, 40 5 30 ◾ Rib'î b. Hirâş'ın ra Âmiroğulları kabilesinden bir adamdan rivayet ettiğine göre o, Hz. Peygamber evinde iken gelip, "Gireyim mi?" diye izin istedi. Resûlullah da hizmetçisine "Çık, bu adama izin istemeyi öğret; "es-Selâmü aleyküm, girebilir miyim?" desin." buyurdu. Bu sözleri duyan adam "es-Selâmü aleyküm" dedikten sonra, "Girebilir miyim?" deyince Peygamber, girmesine izin verdi, o da girdi. Ebû Dâvûd, Edeb, 126, 127 Fikriyat e-kitap uygulamasından Riyazü's Salihin'i okumak için tıklayın

kur an ı kerim den nezaket örnekleri