İstiharedeRüya Görmemek Ne Anlama Gelir - 78.549 views; İstiharede Beyaz Renk Görmek - 58.191 views; İstihare Namazında Kafirun Suresi Yerine Ne Okunabilir - 47.754 views; İstihare Renkleri Mavi - 38.673 views; İstihare Rüyası - 33.496 views; İstiharede Siyah Renk Görmek - 32.512 views; İstihare Rüyasını Hatırlamamak - 25.407 Aynızamanda aşk ilişkinizi sona erdireceğiniz veya iş hayatında biri ile çok şiddetli kavga edeceğiniz anlamı vardır. Rüyada ağlamak ne anlama gelir merak ederseniz ayrıca rüyada ağlamak büyük olasılıkla bu bir aşk ilişkisinin son bulacağı ancak bazı durumlarda bu çok yakın bir ilişkinin kocanız, karınız veya Rüyadakuran okurken ağlamak dertlerin aşılacağına, yaşadığı zor günleri geride bırakıp, aldığı iyi haberlerle daha da ferahlayacağına, maddi sorunların ve iş yaşantısındaki olumsuzlukların kişiyi çok fazla yıpratacağına, büyük kazanç getirecek işlere girileceğine, rüya sahibinin de tabiri caizse bu girişimi yaptığı için lanet okuyacağına, kendisini Rüyadaağlamak ne anlama gelir islami Rüyada kendini ağlarken görmek ne demektir Rüyada ağlamak bağırmak ne anlama gelir, uyanıkken olduğu gibi gerçekleşir. Rüyada içli içli ağladığını görmek öok hayırlı bir rüyadır. 25Şubat - 3 Mart 2019 Koç Burcu Yorumu 🐏 Haftalık Koç Burcu Yorumu ♈ iş, aşk, para ve sağlık haftalık burç yorumları #Burçlar #koçburcu Rüyadaağlamak ne anlama gelir? Rüyada ağlamak bir kaç şekilde tabir edilebilmektedir. Ağlamak bazen sevince bazen ise kedere tabir edilmiştir. Genel anlamda ağlamak sevince, hüzün ve kederden kurtulmak ve sevinçli ve güzel bir haber alacğınız amnlamına gelir. 6SlsMLg. ALIŞVERİŞ ANA SAYFA FORUM BLOG Gelişmiş Arama Yeni Mesajlar Günün Mesajları Forum KÜLTÜR & SANAT Kitap - Dergi Kuran - ı Kerim' i öğrenip, anlamak istiyorum Mesaj Gönderim Zamanı 1213 1 Üye 0 Arkadaşlar zamanımı bilmiyorum ama ben kitabımızı okumak hakiki manada. Ne söylediğini, ne dediğini tam olarak kaynağından,yani ilk elden öğrenmek yorumu ile veya başkalarının akıl ile değil,Allah'ın bana bahşettiği kendi aklımla okuyup anlamak olduğunu başlamak işin yarısı denir. ilahiyat fakültesine giden bir arkadaşıma sormaya niyet etmiştim ama kısmet konuda bilgisi olan arkadaşlardan,pratik yöntemler de okusam yeterli olur diyorum. Hiç yoktan yabancı dil ileyazılı bir kitabı okuyabiliyorsam,kendi kitabımızıda dediğini başkalarının ağzından değil kendi beynimden kendi aklımdan yorumsuz bir şekilde anlamak olursa çok herkese sonsuz teşekkürler ediyorum peşinen. Mesaj Gönderim Zamanı 1351 2 Mesaj Gönderim Zamanı 1709 3 Üye 0 Sonsuz teşekkürler Havva_vuu biraz daha bilimsel biraz daha sarıklı olmasını tam istediğim neticeyi almak biraz zor gibi kadar insan bunu öğrenmek akademik ölçüler kafaya koydum. Daha önce neler öğrendim bir biraz zor olabilir ama bildiğim, zor olan herşey buluş,Bir icat,bir ağaç yetiştiirmekyetişmez denilen yerde,Bir çocuk,bir eş olsa bile bunların hiçbirinden vazgeçilemez,o kadar olmasam bile alimin dediklerini anlamam bile yeterlidir. Mesaj Gönderim Zamanı 1727 4 Mesaj Gönderim Zamanı 1824 5 Üye 0 Havva_vuu; Hem fikiriz havva derken bildiğin gibi ilahiyat fakültelerinden pozitif bilmeyen bana nasıl öğretecek günümüz hocalarından değil gerçek öğretmenlerde veya öğrenci olan arkadaşlarımdan toplam dört bizde biraz zorlanırız ama denemek bile hocam derdi ki bu dünyada olmaz deme, olmaz ,olmaz istiyorum bir yüzüm kararabilir. ama bilipte söylemeyenler ise ben söylemem kendileri Allah' değerlenir,paylaştıkça çoğalır. Mesaj Gönderim Zamanı 1846 6 Üye 0 bu denli detaylı öğreneceğim diyerek vakit kaybetmeniz bence yanlış bu size şeytanın verdiği birvesvese öncelike mealin okuyun ondan sonra arapça öğrenebilirseniz orjinalmetinden okuyabilirsiniz size elmalının ve Abdullah Aydının tefsirlerini gönül rahatlığıyla önerebilirim bunun dışında bazı meallerde malesef insanlar kendi yorumlarını eklemişler tabi tavsiye ettiklerimdede yorumlar var ancak yorumlar parantez içerisinde belirtilmiş dilerseniz okumadan geçebilirsiniz ben öyle yaptım yoksa açıklamadan ziyade kafa karıştırıyor ve şunuda belirteyimki kuranı tam olarak anlamak için arapça yetersiz farscayıda öğrenmeniz lazım vede o zamnın arap yaşam tarzını bilmelisiniz yani arapça farsca ve tarih bilginiz yüksek olmalı bu nedenle bu kadar şeyi öğrenecem diyerek vakit kaybetmeyin ecelin ne zaman geleceği belli olmaz Mesaj Gönderim Zamanı 2149 7 Üye 0 Merhaba Mavikalem, Sorularına yanıt vermeden kendimle ilgili bir iki hususu belirteyim ki,vereceğim yanıtlar seni tatmin etsin. İlahiyat mezunu bir babanın oğluyum yani küçük yaştan itibaren islami sorularıma yanıtlar bularak yetiştim. 6 yıl imam hatip lisesinde okudum ve uzun yıllardır dini eserlerle iç olarak Diyanet İşleri Başkanlığında görev yaptım. Gelelim sorularına;Yerimi, zamanımı bilmiyorum ama ben kitabımızı okumak hakiki manada. Ne söylediğini, ne dediğini tam olarak kaynağından,yani ilk elden öğrenmek Kerimi okumayı öğrenmek istiyorsanız ,Diyanet'in il ve ilçe müftülüklerine bağlı resmi kuran kurslarına kayıt yaptırır ve uzman eğiticilerden düzey bir müslümanın kuranı okuması için size öğretilenleri sizin nasıl pekiştireceğinizle doğru orantılıdır. Kur'an-ı Kerimi okumak düzey öyleki Hafızlık bile düzey Kur'an-ı Kerimi daha iyi okumak için hafızlar bile 4 yıllık ayrı bir eğitime tabi Kur'an-ı Kerimi normal okumak ile profesyonel okumak çok farklıdır. Kur'an-ı Kerimi okumak ayrı,onu anlamak apayrı bir alandır. Ben kur'an-ı kerimi okuyum hemde ne dediğini anlayım Eğitim kıytırık kurslarlada olmaz bu hakim olacaksınız ki anlayabilesiniz,gramerini bileceksiniz ki anlayabileceksizin,vs.... Arapça anadili olan bir arap bile kuranı dinlerken %80-90 düzeyde anlar,anlayamadığı yerlerde kaynaklara,hocalara ihtiyaç duyar. Şayet sizin düşndüğünüz gibi olsa ne ilahıyatçılara,ne arap dil bilimcilere,ne tefsirlere ne muhaddislere,ne fıkıhçılara ihtiyacımız kerim orjinal metninden okuyum,anlayım demek kısa bir süreç değildir. Bilgi eksikliği olduğunu görüyorum. İlahiyat Fakülteleri Kur'an-ı Kerimi güzel okumak,anlamak üzerine eğitim veren yerler onun işlevlerinden sadece ilahiyatı bitiren size orjinal metni okuyup,size ne anlattığını anlatacak düzeyde olamaz. Size tavsiyem; Bir Kur'an Kursuna kayıt olun ve Kuranı tecvitli okumayı kuranı okumakta bir Kuranın her harfine 10 ile 700 arasında sevap verileceğini söylemiştir. Kur'an-ı Kerim bana ne anlatıyor konusuna gelince,ömrünü bu alana vermiş onlarca alimin yazdığı mealleri mealle hiçbiri Kur'an-ı kerimin birebir çevirisi olmadıklarınıda sonrası tefsirlerle yolunuza devam yardım edecektir. Başarılar Mesaj Gönderim Zamanı 2046 8 Üye 0 Krakaya kardeşim öncelikle zahmetiniz için teşekkür ederim. Yüksek kültüre sahip olduğunuz yaklaşımınızdan çok rahat anlaşılıyor. Mealleri iben sorun eskiden imam arkadaşlarımız hutbe verirken cumadaorjinal kitabımızdan okuyor sonrada kendi anlayışına göre izah ediyor öğrendim ki meallerinden okuyorlarmış. Orjinaldan okuyan az da olsa vardır tamam şey öğrenmek işterim ilahiyat fakültelerini bitiren arkadaşlarımız orjinal arapça kuranı anlayamıyorlarmı?. burda az dört sene okul ne ingilizceyi bir senede ingiliz kadar olmasa bile okuduğum bir kitabı arada ben okumak derken anlamak demek anlasılmasada okumak lazım ama neden nasibi kadar çoban allahın varlığını bilir ama bir bilim adamı da daha bir başka, daha bir manalı nasip diyelim. ben gibi yardımcı olacak arkadaşlara minnettarım. Mesaj Gönderim Zamanı 2320 9 Üye 0 sayın mavikalem34, ilk mesajınızı okuyunca hemen yazmak istedim ama diğer arkadaşlar size zaten yeterince bilgi vermiş özellikle de karakaya isimli bey, ki alanında tabiri caizse çekirdekten yetişip bu konuda eğitim almış biri anladığım kadarıyla. ben de size öncelikle gidip elif be cüzünden harfleri öğrenmenizi tavsiye ederim önce okumayı öğrenin, sonra zamanla anlama kısmına da geçersiniz,Allah izin verirse. ben de kendimden müsaadenizle örnek vermek istiyorum küçüklükte kızlar camiye giderler Kur'an okumayı öğrenirlerdi ben de istemiştim ama o zamanki şartlardan dolayı nasip olmamıştı o çocuk aklımla vesadece okuldaki kitaplardan öğrendiğim kadarıyla bildiğim dinimizin alfabesini öğrenmek benm için çok büyük bir istek ve hep içimde kalan bir uhdeydi ne zaman ki lise bitti ardından bir yıl daha geçti, bir komşumuz ki dini toplantılara gidiyordu, bana, anneme, komşularımızla beraber toplam 5 kişiye yazın alfabeyi öğretti, öyle ki ben artık küçük yazılı Kur'andan bile rahatlıkla okuyordum sonraki sene annem diyanetin Kur'an kursuna gitti ben de geçen sene gittim ama annemin zamanından hocamızı tanıyor, kendisini cok seviyordum hatta arada derslerine katılıyordum daha o zamanlardan aramızda güzel bir bağ kurmuştuk çünkü ben dilciydim, değişik dilleri öğrenmeyi seviyor, duyduğum şiveleri hemen kapıyor ve taklit edebiliyordum ama şu anki eksiğim ayn mahreci ki hala yapmaya çalışıyorum azıcık becerebiliyorum ama işte ağaç yaşken eğilir derler ya benimki de o durum... Arapça ile de böyle bir bağ kurdum ki yavaş yavaş kelimelerin manalarını öğrenmeye başlamış ve az da olsa ayetleri anlıyor olmanın hazzını tadıyordum dilciydim derken ingilizce ana dilim gibi ama diğer dilleri kullanmadığım için unutmaya başladım hala öğrenmeye çalışıyorum ama Arapça öyle değil çok zor bir dil, kişilere göre fiil çekimleri vardır ama hepsi farklıdır kişilere göre zamana göre bu fiil çekimleri değişir ben bu kadar bilmiyorum ama çat pat anlıyorum mesela "gittiler" ise ben sadece burda gitmek var diyorum yani kelimenin kökünü anlıyorum az da olsa ama bu çok derin bir bilgi dağarcığı gerektirir ki bunun için zaman lazım ha deyince olmuyor maalesef Hocamın sayesinde Mustafa İslamoğlu'nun hilal tvdeki programlarını izlemeye başladım bu şahıs, yaptığı tefsir programlarında ayetlerin açıklamasını neredeyse kelime kelime yapıyor hatta kelimenin köküne inip farklı şekillerde ne anlama gelebilir onu bile anlatıyor, şimdi bu sayede ben biraz daha geliştirmeye başladım kendimi size de tavsiyem önce Elif cüzünden başlayıp harfleri tanımanız, ondan sonra yavaş yavaş anlama kısmına geçmeniz sizin anlattıgınızdan anladığım şu ki biraz acele ediyorsunuz önce bir hayırlısıyla emeklemeyi öğrenin zamanla eminim birçok insandan daha güzel koşmayı da becerebileceksiniz ki yazdıklarınızdan kapasitenizin buna kat kat müsait oldugu görüşündeyim önce harfleri öğrenip dua ve sureleri arapça metninden okuyun ve aynı zamanda mealle destekleyin ki kulağınız ve zihniniz alışsın ztn paralel gidince hangi kelime ne anlama geliyor zamanla kendiniz bile çözebilirsiniz 4 yıllık ilahiyat mezunun durumuna dair de şu şekilde bir açıklama yapayım müsaadenizle... bir öğretmen 4 yıllık eğitim alınca öğretmen olmaz, öğretmen adayı olur bu mesleği icra ederken kendini yetiştirmezse ne uzar ne kısalır hatta kısalabilir de... öğrendiklerini de zamanla unutur bir de şu var ki konu İslamiyetle ilgili olunca, 4 yıl değil bir ömrü harcansa uğrunda inanın yetersiz kalır. bu 4 yıllık eğitim sadece işin uzmanı sayılabilmek içindir belki ama bitirmekle "ben tamamım" denmiyor ben açıktan okuyorum hatta Kur'an kursuna giderken "keşke aöf okumuyor olsaydım da açıktan 2 yıllık olsun ilahiyat okusaydım" dedim ama maalesef ailem buna müsaade etmezdi hala içimde bir, diyetisyenlik bir de ilahiyat okumak vardır diyetisyenlik bnm ilgi alanım oldugu için ilahiyat ise aynı sizin gibi işin akademik boyutunu da ele almak için ama birşeyler okumak için illa ki uni. okumak gerekmiyor hoca şöyle bir şey söylemişti birebir aynı olmayabilir affınıza sığınıyorum "Kur'an canlı bir kitap, her gün tekrar nazil oluyor" yani siz onu okuyup anlamaya başladıkça yeniden Cebrail indiriyormuş gibi olurmuş ve o an siz nasıl anlıyorsanız o şekilde nazil olurmuş yani aynı ayete herkes farklı şekillerden yaklaşır ve herkes kendi hayatına farklı şekilde yansıtır kısaca, siz önce elif be cüzünden öğrenmeye başlayarak bir adım atın, Rabbim inşallah size muvaffak olmak istediğiniz yolda yardımcınız olacaktır Mesaj Gönderim Zamanı 0945 10 Üye 0 Bu ilahiyat fakültelerini bitiren arkadaşlarımız orjinal arapça kuranı anlayamıyorlarmı?İlahiyat Fakülteleri,islami ilimler öğreten bir fakültedir. İslami ilimler çok geniş bir yıl gibi bir sürede bu ilimlerin hepsine ileri düzeyde vakıf olmak mümkün değildir. Size 4 yıllık bir ilahiyat Fakültesinde okutulan derslerden örnekler vereyim ;Arapça,Kur'an-ın Ana Konuları,İslam Tarihi,Psikoloji,Güzel Sanatlar,Atatürk İlke ve İnkilapları,Bilgisayar,Türk Dili,Hadis Tarihi,Sosyoloji,Kur'an Okuma ve Tecvid... Gördüğün gibi ilahiyat Fakültesinde yalnızca Arapça ve Kur'an Eğitimi verilmiyor,çünkü bu okulu bitiren öğrenciler,yarın okullarda camilerde görev için pedegoji eğitimi almak zorunda,imam yarın cemaatten birinin sorduğu islam tarihiyle alakalı sorunun yanıtını verebilmeli,vs. Tabii şurası bir gerçek,İlahiyatı bitiren bir kişi Kur'an-ı güzel okuyacaktır,toplumdaki bir bireyden çok daha iyi anlayacaktır,hepsi olmasada büyük kısmı kur'an-ın arapça metninden de istifade bu çok çok üst düzeyde kişi isterse Arapça üzerine biraz yoğunlaşıp orjinal metinden rahatlıkla istifade edebilecektir. Bu konuyu şöyle düşünün,Tıp Fakülteleri öğrencileri eğitirler ama cerrahi,kulak-burun-boğaz,dahiliye,göz,vs alanında uzmanlaştıktan sonra o alana doktoruna gidip idrar tahlili göstermezsiniz,zaten benim alanım değil Fakültesi bir çatı,göz,cerrahi,dahiliye,vs onun kollarıdır. İlahiyat Fakültesi bir çatı,Arapça,Tefsir,Hadis,İslam Tarihi,Din Sosyolojisi,vs onun ki her doktordan tıbbın tüm alanlarına vakıf olmasını beklemiyorsak,ilahiyat fakültesini okuyanında her islami ilme vakıf olmasını beklememeliyiz. Kişi,İlahiyat Fakültesini bitirir,Arapça alanında devam eder,Arapça öğretmeni olur,o zaman ileri düzeyde Arapça'ya vakıf olabilir. Mesaj Gönderim Zamanı 1123 11 Üye 0 mavikalem34 vira bismillah deyin ve başlayın. hedefiniz; ömrünüzn sonuna kadar öğrenmek bedevilerinden evlat katillerinden sahabe çıkaran bu dinin tek kitabı kuranı anlamak seviyenize göredir acele yükseldikçe anlayışınız da güçlenecektir. eli ba, kur'an, meal, terfsir ve hadis şeklinde gidersenizçok güzel olur. Mesaj Gönderim Zamanı 1712 12 Üye 0 Görüşleriniz hakikaten benim için çok kitabımızı öğretmemye yönelik dersler direkt tepeden inme öğrenmek yaklaşık1yılda ise internet var ve herşey çok fakültelerde okutulan derslerden sadece kuran okumaya yönelik olanlar ilgimi de okusam benim için yeterli derslere ait kitapları olanlar eğer kullanmıyorlarsa bana gönderirlerse istanbul da nereden alabilirim . isim belirtilirse daha kolay arapçasını yani orjinal metni anlayan arkadaşlardan işin püf noktalarını de buyurur fakirin bir çayınıda elbette iş kolaydır. kolay iş gördünüzmü?.Belki 3 belki 10 sene sürebilir hiç ben niyet uğraşıyoruz kelime bir ayet te olsa benim için önemli bir Allah'ın izniyle koşmasamda yürüyebilirim diye ağır olsun,ister topallayarak istiyorum. Gerisi ise nasip ve kısmettir biliyorum. gül2011-karakaya ve hüseyin 19 arkadaşlarıma ayrı ayrı kelimenizi tekrar tekrar okuyorum atlamamak benim için yönlendirici olacaktır emin en derin şükranlarımı iyi yolda olan herkesin, iyilik için uğraşı veren,darda ve zorda olan herkese omuz veren bütün herkese Allah yardımcı hepimizin yolunu açık, kalplerimizide güzelliklerle Mesaj Gönderim Zamanı 1910 13 Üye 0 peki o zaman madem hemen öğrenme kısmına geçmek istiyorsunuz, tavsiyem bir Arapça kursuna yazılmanız iki de bir cami hocası veya ilahiyatçıdan yardım almanızdan yana eğer imkanınız varsa bir ilahiyat fakültesinde verilen Arapça derslerine katılırsanız eminim hocanız size hem dini açıdan hem de Arapça dili açısından destek olacaktır, gerekli kaynak temininde de yardımcı olacaktır hem dini açıdan kendinizi beslemiş hem de bilimsel açıdan da desteklemiş olursunuz imkan buldukça hilal tvdeki Mustafa İslamoğlunun tefsir ve Esmaü'l Hüsna derslerini de takip etmenizi öneririm inşallah yeni bilgiler öğrendikçe bizle de paylaşırsanız belki sizin vesilenizle yeni şeyler de öğreniriz Rabbim yardımcınız olsun inşallah Mesaj Gönderim Zamanı 2029 14 Üye 0 bahsettiğiniz ilahiyat derslerini bildiğiniz için bizleride biliyor diye düşünmeniz doğalNasıl anlatayım her arap okuyamıyor diye Temel ingilizce dersleri gibi veya temel elektronik,pratik elektronik veya pratik elektirik dersleri gibi kaynaklar yokmu detay olursa daha rahat aradığımı bulabilirim. diye veriyorum ama benim insanım engin hoşgörüye hatalı bir şey söylersem lütfen Mesaj Gönderim Zamanı 2331 15 Üye 0 Sayın mavikalem34, Ben diğer arkadaşlar gibi, kursa gidin, hocaya gidin falan demeyeceğim. Çünkü nereye giderseniz gidin o kişinin görüşleriyle sınırlı olacaksınız. İnternet gibi bir bilgi ummanı varken bundan yararlanmanızı tavsiye ederim. Aşağıda linkini verdiğim site 20'den fazla meal barındıran bir site. Tek tek tüm mealleri inceleyerek uzmanların yorumlarını görüp kendi kafanızda bir fikir oluşturabiliriniz. Tereddütte kaldığınız yerler içinse gugıl ne güne duruyor. Araştırın, bakın. .Trke Kur'an Mealleri. Rüya ne anlama gelir? Rüyada umreye gitmek ağlamak ne demek, Umreye gitmek ağlamak Rüya Tabiri, Rüyada Umreye gitmek ağlamak yorumu nedir, Rüyada umreye gitmek ağlamak Rüyada umreye gitmek ağlamak ne anlama geliyor, Umreye gitmek ağlamak Rüya Tabiri, rüyada umreye gitmek ağlamak ne demek,Rüyada umreye gitmek ağlamak Kişi umreye gidip mutluluktan, duygulandığından ağlıyorsa, gerçek hayatında da kendisini çok mutlu eden haberler alarak sevinçten gözyaşı dökecek demektir. yapılan işlerin karşılığını almaya başlayacak olan rüya sahibinin ticari hayatta da isim sahibi olacağına, attığı her adımın kendisine hayır getireceğine, kazalardan, belalardan korunacağına yorumlanır. Rüyada yürüyerek umreye gitmek çile çekerek gelinen hedefleri belirten rüya, her işin zor yoldan olacağını ancak bu zorluklara bir sınavdan geçmek olarak bakılması gerektiğini işaret eder. dini konularda bilginin artacağı, ibadetlere daha fazla dikkat edileceği bu dönemde kişi sabrederek yoluna devam ederse mutlaka karşılığını görecektir. Rüyada yalın ayak umreye gitmek Fakirlikten kurtulmak ve malın, mülkün artması anlamına gelirken, hayırlı kazançlara ve hastalıklardan tez zamanda kurtulmaya da yorumlanır. yalana bulaşmadan ve iyilik görerek yaşamaya, hoşgörüyle karşılaşmaya alamet eden rüya, her işte muvaffak olmanın da müjdesini verir. Rüyada umreye gitmenin psikolojik yorumu Her koşulda doğru, herkes tarafından kabul gören ve hoş karşılanan bir insan olmak istemek, hayatını düzene sokmak için tedbirler almak demektir. umreye gittiğini gören kimseler dini ibadetlerini çok önemseyen, içlerine büyük bir allah sevgisi olan, doğaya ve tüm canlılara yaratandan ötürü büyük bir hürmet gösteren kişilerdir. Rüyada umreye gitmekten vazgeçmek Bir müddet hayatını yoluna koymaya çalışan kişinin, yeniden eski kötü alışkanlıklarına geri döneceğini, yanlış insanlarla görüşmeye devam etmesinden ötürü yanlış kararlar alacağını, rızkını haram işlere yatıracağını ve eşinin, çocuklarının nasibini har vurup harman savuracağını ifade eder. günaha girmek, hak yolundan uzaklaşmak ve günaha girmek manasına da gelir. Rüyada umreye gitmek için hazırlık yapmak Güzel günler görecek olan rüya sahibinin hanesinde de büyük mutluluklar yaşanacağını, geçmişteki sıkıntılardan eser kalmayacağını, sağlığının yerine geleceğini ve pek çok iyi haberle yüzünün güleceğini bildirir. daha iyi yaşayabilmek için kendisine çeki düzen veren, çok çalışan ve ekmeğini taştan çıkaran rüya sahibinin maddi durumunun çok daha iyi hale geleceğini, hakkaniyetli bir insan olacağını ifade eder. Rüyada umreye gitmek ağlamak Kişi umreye gidip mutluluktan, duygulandığından ağlıyorsa, gerçek hayatında da kendisini çok mutlu eden haberler alarak sevinçten gözyaşı dökecek demektir. yapılan işlerin karşılığını almaya başlayacak olan rüya sahibinin ticari hayatta da isim sahibi olacağına, attığı her adımın kendisine hayır getireceğine, kazalardan, belalardan korunacağına yorumlanır. Rüyada umreye gidip ölmek Tövbe edip, günahlarından kurtulmak için allah’a yalvaracak olan rüya sahibinin derin bir aydınlanma yaşayacağına, hayatının önceki yıllarının aksine daha inançlı biri olacağına, hak yolundan sapmadan ilerleyeceğine, manevi tatmini islamiyet’te bulacağına yorumlanır. Rüyada umreye gidip kaybolmak Sıkıntılı günler yaşayanların kendilerine kılavuzluk edecek birilerine duydukları ihtiyacı işaret eden rüya, kafa karışıklığına neden olan olaylara, kişiye değer vermeyen bir eşe yorumlanır. manevi mutsuzluğun ve yön tayin etmekte güçlük çekildiğinin, ne yapılırsa yapılsın mutlu olunamadığının da tabiridir. Rüyada umreye giderken kaza geçirmek Islamiyet’ten uzaklaşmanın, doğru yoldan sapacak durumlarda bulunmanın, ortam değiştirmenin ve yanlış insanlarla görüşmenin sonucunda yaşanacak üzüntüye, geri dönülmesi zor işler yapmaya yorumlanır. yalan söylemeye ve aldanmaya da işaret eden rüya, eldeki malları bir hiç uğruna harcamak neticesinde yaşanacak sıkıntıya da tabir edilir. Rüyada umreye giderken geri dönmek Nefsine hakim olamayan rüya sahibinin karşılaştığı kötülükler sonucunda büyük üzüntüler yaşayacağına fakat kendisini değiştirmek yerine sürekli hayıflanarak vakit harcadığına, her işin kolayına kaçtığından dolayı iş çevresinde de hoş karşılanmayacağına alamettir. günah dolu bir hayatın ifadesi olan rüya, sıkıntılardan kurtulmak için tövbe edip, allah’a el açmanın gerekliliğini de bildirir. Rüyada umrede kuran okumak Kişinin önceki yaşamını tamamen sona erdiren bir döneme girildiğini bildiren rüya, bundan sonraki yaşamda hem maddi, hem manevi olarak, hem de çevre açısından bambaşka bir yola girileceğini, yalan söyleyen, ikiyüzlü insanlardan uzaklaşılarak her zaman allah yolunda gidileceğini, rızkını helal yollardan kazanacak olan rüya sahibinin kıtlık çekmeden yaşayacağını, bolluğa, refaha kavuşacağını tabir eder. Rüyada umre yapmak Rüya sahibi için hayırlı olmayan, yakınlarını çok üzecek ya da yıkacak bir şey yaşaması ile tabir edilir. Rüyada uçakla umreye gitmek Herkesin hakkını eşit şekilde veren rüya sahibinin yapacağı işte hem maddi rahatlığa kavuşacağını, hem de çalışanlarının hayır dualarını alacağını, herkese eşit davranmasının neticesinde toplum içinde saygın biri olacağını bildirir. kazancın tamamen helal şartlarla kazanıldığına dikkat çeken rüya, edilen duaların karşılıksız kalmayacağına, yapılan iyiliklerin allah katında karşılığı olacağına delalet eder. Rüyada trenle umreye gitmek El açıp dua eden ve sıkıntılarından kurtulmak isteyenlerin bir müddet daha beklemeleri ve sabretmeleri gerektiğini işaret eder. geç olsa da kişinin mutlu olacağını fakat bu dönemde sabrının sınanacağını, itikadını bozmadan hareket etmesi halinde dünyevi isteklerinin hepsine kavuşacağını tabir eder. Rüyada şeytan taşlamak Rüyada şeytan taşlamak hakkaniyetli ve vicdanlı olmaya işaret eder. kişinin bir haksızlığa uğrayacağı ya da yanı başında yaşanacak olan bir haksızlığa baş kaldıracağı anlamına gelir. Rüyada otobüsle umreye gitmek Bazı isteklerin yavaş da olsa gerçekleşeceğine, hastalıkların sona ereceğine ve sağlıklı günlerle beraber huzurun da artacağına yorumlanır. kişinin azmi ve çalışkanlığı sonrasında istediği makamlara geleceğini, çevresindeki insanların da kendisi gibi helal süt emmiş kimselerden oluşmasından ötürü asla yanlış işler yapmayacağını bildirir. Rüyada kuran dinlemek Kişiye tüm dertlerini, sorunlarını, borçlarını hatta sağlık sorunlarını dahi unutturacak haberler almak ya da olaylar yaşamak anlamına gelir. Rüyada kardeşiyle umreye gitmek Rüya sahibinin gerçek hayatta kardeşinin yahut yakın olduğu insanların mutluluk haberlerini alacağını, bu kişilerin girdikleri bir işe ya da düğün haberlerine şahit olacağını ifade eder. kişinin iyilik yapmayı sevdiğini ve daha önce yardım ettiği birinin şimdi kişiye el uzatacağını vefa borcunu ödeyeceğini ve rüya sahibini düştüğü sıkıntılı durumdan kurtaracağını tabir eder. Rüyada kalabalıkla umreye gitmek Iş konusunda hayırlı gelişmeler yaşayacak olan rüya sahibinin girdiği bir sınavdan veya mülakattan başarı elde edeceğini, önemli bir işte görev alacağını, yarışmalarda derece alacağını işaret eder. iyi bir çevreye sahip olmanın ve sosyal olarak aktif bir hayat sürmenin de ifadesidir. Rüyada kabe’yi görmek Kişinin normal giden hayatının bir anda hayal edemeyeceği kadar güzelleşmesine ve yükselmesine işaret eder. Rüyada hacca gitmek Hayırlı olacak şeylere alamettir. güzel işlere, mutlu haberlere, hoş görülü yaklaşıma, barışa işaret ederken aynı zamanda hayırlara vesile olacak adımlar atmaya delalet eder. Rüyada eşiyle umreye gitmek Güzel, hayırlı bir evlilik yapacak olan rüya sahibinin rüyalarında gördüğü gibi bir hayatı olacağına, eşinin de kendisi gibi islami kurallara uymaya çalışan, ağzından allah ismini düşürmeyen, her işine duayla başlayan biri olduğuna, aile büyüklerine saygı göstereceği gibi, kişiye iş alanında da her zaman destek vereceğine alamet eder. Rüyada babasıyla umreye gitmek Ailesinde hasta olanlara şifa haberi veren rüya, hayırlı kapıların açıldığı, duaların kabul olduğu bir dönemi bildirir. babasıyla umreye gidenler aile şirketlerinin başına geçerler ve yapacakları evlilik islami kurallara uygun olur. hem dünya, hem de ahiret işlerini düşünmeye, her zaman doğru adımlar atıp, doğru kararlar vermeye alamet eder. Rüyada arkadaşıyla umreye gitmek Toplumsal ve sosyal çevresini doğru işler yapan, hak yolundan ayrılmayan iyi müminlerden seçen rüya sahibinin hayatını titizlikle ele aldığını, her ayrıntı üzerinde düşündüğünü işaret ederken, gelecekte bu seçimlerin kişiye pek çok hayır kapısını açacağını da müjdeler. hak yolunda işler yapan, yoksul kimselere yardım eden gruplara dahil olmak, bol sevap işlemek demektir. tanımadığı insanlardan dahi hayır duası alan rüya sahibinin her sıkıntıdan sıyrılacağını, dert yüzü görmeyeceğini ve hastalıksız bir hayat süreceğini ifade eder. Rüyada arafat dağını görmek Güzel ameller işlemeye, temiz dileklere, iyi niyetlere ve hak yolundan hiç ayrılmamaya tabir edilir. Rüyada arabayla umreye gitmek Karşılaştığı zorluklar yüzünden asla sızlanmayan ve şükretmeyi bilen rüya sahibinin aldığı kararların kendisini her zaman aydınlığa çıkaracağına, eşiyle bahtiyar olacağına, evlatlarından saygı ve sevgi göreceği gibi, gelecekte başarılı işler yapmalarından dolayı göğsünün kabaracağına, dini bütün biri olarak yaşadığı hayatı başkaları için de güzelleştirmeye çalışacağına ve her canlıya ihtimam göstereceğine işaret eder. Rüyada annesiyle umreye gitmek Hayırlı bir evlat olan rüya sahibinin allah’tan ne isterse gerçek olacağını, en iyi işlerde çalışacağını, rızık kapılarının sonsuza kadar açılacağını ve çok sayıda sevap işleyeceğini, örnek bir mümin olacağını, ailesini yaptığı işlerle gururlandıracağı gibi, her zaman anne ve babasının sevgisini göreceğini ifade eder. kuran hatmetmeye, bayanlar için tesettüre girmeye de yorumlanır. Rüyada abdest almak Rahatlık, güzellik, ferahlık ve esenlik anlamına gelir. rüya sahibinin yüreğini daraltan, ruhunun sıkılmasına sebep olan her şeyden arınmasına, tazelenmesine, yenilenmesine ve yeniden canlanarak hayat bulmasına yorulur. rüyada abdest aldığını gören kişi kendini bulur ve özüne döner. Rüyada umreye gitmek ağlamak = Rüya Tabirinin yorumlarına baktınız, diğer rüyalarınız için arama yapın. Rüya Tabirleri Sözlüğü, Diyanet, İslami Rüya Tabirleri, Diyadin, Bir bilim dalı olarak vakf ve ibtidâyı, "Kur'an okurken lafız ve mânanın uygun olduğu yerlerde durmayı ve ardından başlamayı sağlamak amacıyla gerekli bilgileri veren ilim" şeklinde tanımlamak Kuran okurken Tenvinde nasıl durulur?2 Secavend işaretleri nedir?3 Kuranı Kerim okurken uyulması gereken kurallara ne denir?4 Kuran okumaya başlarken ne denir?5 Kuranı Kerim okurken hangi duraklarda durulur?6 Kuran ayet sonunda nasıl durulur?7 Secavend ne demek sözlük anlamı?8 Ismam ne demek?Kuran okurken Tenvinde nasıl durulur?Kendinden önceki harekede ötre olduğu için durulurken إلاَّ هُو illa huu şeklinde bir elif miktarı uzatılarak durulur. Ayet ve duraktan önceki kelimenin son harfinin harekesi üstünlü tenvin ise durak yapılacağı zaman ة tai marbuta haricinde bu tenvin medd-i tabiye işaretleri nedir?Kur'an'daki duraklama işaretleri diğer adları da secâvend ya da vakf ve ibtidâ kıraat esnasında belli bir yerde durulması ya da devam edilmesi için koyulmuş işaretlerdir. Bunlar cümlenin sadece yapısına veya sözdizimine değil, aynı zamanda nefes için veya etki için duraklama ihtiyacına da Kerim okurken uyulması gereken kurallara ne denir?Tecvid kuralları Kuranı Kerimi okumada uyulması gereken kurallar olmaktadır. Kuranı Kerimde yapılan bir harf okuma hatası kelimenin manasını değiştirebileceği için her sure ve ayette okuma esnasında tecvid kurallarına riayet ederek uzatmalara dikkat ederek okumak okumaya başlarken ne denir?Kuran-ı Kerim'i okumaya başlamadan önce Eûzü-Besmele çekmek, bitirdikten sonra Sadakallahul azim 'En doğrusunu Allah bilir' demek güzel Kerim okurken hangi duraklarda durulur?Kur'an-ı Kerim'de,önemli ve bilmemiz gereken duraklari , kelimelerin üstünde ve altında bazı işaretler bulunur ki bunlara "secavend duraklama" adı verilir. م “Mim” durağında kesinlikle durmak lazımdır. Aksi hâlde anlamı değişir. ط “Tı” durağında; Mim durağı gibi kesin olmamakla birlikte durmak, geçmekten daha ayet sonunda nasıl durulur?Vakf الوقف durmak, durdurmak ilminde vakf, okumaya tekrar başlamak niyetiyle nefes alacak zaman kadar sesi kesmeye esas olan iskândır. … Kat' القطع ise kıraatten tamamen ayrılmak maksadıyla okuyuşu kesmeye manânın tamam olduğu ayet sonlarında ne demek sözlük anlamı?Kur'anı Kerim'i manasına uygun olarak okumak için konulan durak ne demek?Bir harfin sesini belli belirsiz çıkarma, genizden ve hafifçe söyleme. Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Kuranı Kerim Okurken Ağlamak Görmek Rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek kendisine ulaşmak, sorunların büyük darbeler vuracağına, kötü duygularından arınacağına ve allah’ın kendisine lütfettiklerinin kıymetini bileceğine, üzgün ve karamsar olacağına, elinde bulunan imkânlara zarar verilmeye çalışılacağına ve bu yüzden üzüleceğine, kazanç, başarısızlığa düşeceğine ve hüsran yaşayacağına, tabir olur. Ayrıca rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek kendisine de zaten fayda getirmeyeceğine, dünyadan tüm hevesini alıp ahireti unutacağına, güzelliğinden ve dinç oluşundan ödün vermeden yaşlanacağına, yaşam koşullarının çok daha iyi hale geleceğine, aksiliklerin sebep olduğu bir yanlış anlaşılmanın düzeltileceğine ve mutlu olunacağına, kötü alışkanlıklarından arınacağına, yorumlanır. kendisini kötü hissettiren duygu tabir edilir. yapılan hataların kısa süre içinde telafi edileceğine delalet eder. verilen bütün emeğin karşılığının alınacağına alamet eder. kendisini çaresiz ve yalnız kalmış gibi hissedeceğine yorulur. Dini olarak rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek tabiri Dini olarak rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek rüya sahibinin uyarı alabileceğine, sorunlu geçen işlerinin yoluna gireceğine ve mal sahibi olacağına, illet bir hastalık ya da altından kalkılmayacak bir sorun yaşamayacağına, elinde kalan bir miktara parayı da borç ödemek için harcayacağına, sevdiği kişiler ile çok mutlu olacağı bir çalışma gerçekleştireceğine, herkese yardım etmek suretiyle bolca dua alınacağına, insanların gönlünü ve sevgisini kazanacağına, işini layığı ile yerine getireceğine, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada kuranı kerim okurken ağlamak görmek el attığı işlerde çok büyük başarılar kazanacağına, galibiyetin bu iki faktör sayesinde gerçekleşeceğine, yokluk içine düşeceğine, yanlış işler yapacağına, sırtındaki ağırlığın ve yükün azalacağına, saygınlığını yitireceğine, ticaret hayatında ya da meslek hayatında sağlam ve sarsılmaz bir yer edineceğine, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ  SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.KIYÂMET - 36 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ Oluşturulma Tarihi Aralık 09, 1999 0000Kuran kelimesi bir isim olup, okumak ve toplamak anlamlarındaki karaa kökünden türemiştir. Arap dili kaynaklarına göre İlahi Kitap'a bu adın verilmesi, hem okuyuşa konu olduğundan hem de emirler, yasaklar, müjdeler, uyarılar ve nihayet sureler ve ayetleri bünyesinde toplamış olduğu içindir. Burada ilginç olan bir başka nokta da şudur Kuran'ın adıyla onun insanoğluna hitap eden ilk vahyinin ilk kelimesi, az önce dediğimiz kökten türeyen ve oku!’’ anlamına gelen ikra’’ sözcüğüdür. Bu noktayı, ileride başka vesilelerle değineceğimiz Kuran mucizesi’’nin bir belirişi olarak kendini bu adla yetmişe yakın yerde anmaktadır. Kuran kendini başka adlarla da anmaktadır. Daha çok birer sıfat olmakla birlikte, Kuran şu kelimeleri de kendisi için kullanır Hakim hikmetlerle dolu, Tenzil Allah'tan indirilen, Nûr ışık, Kitap, Furkan ışıkla karanlığı, iyi ile kötüyü ayıran, Zikir Allah'ın anılmasını sağlayan vs.

kuran okurken aglamak ne anlama gelir