Schrödingerin kedisi deneyinde; bir kedi, küçük bir şişe zehir ve radyoaktif bir kaynakla kapalı bir kutuya bırakılır. Radyoaktif kaynağın bir saat içinde ışıma ihtimali ışımama ihtimaline eşittir. Eğer içerideki sensör radyoaktiflik algılarsa küçük şişeyi kıran mekanizma çalışır, zehir kediyi öldürür İçParazitler Kediyi Öldürür Mü? Yetişkin kediler için parazitlerin tedavisi biraz daha kolaydır ve doğru tedaviyle kısa sürede toparlarlar. Ama yavru kediler için parazitler ölümcül sonuçlar doğurur. Kedilere uygulanan parazit ilaçları veteriner hekimler tarafından belirlenir ve o doğrultuda tedavisi ilerletilir. Rüyada görülen kedi hayıra yorulmaz. Gizli düşman veya aile içerisinden gelecek ihanetin alametidir. Yalan söyleyen ve samimiyetsiz kişilerden gelecek problemlerin habercisidir. Evlilik içindeki sorunlara ve maddi manevi problemlerin baş göstereceğine yorulmaktadır. İş hayatında ise zorlu günlere işaret eder. İnsanlar "dachshunds-ve-kedi-an-anlaşabilir mi?" Sorusunu sormaya devam ediyor. dachshund'ların çoğu kedilerle aynı boyda olsa da, Eğer bozunma olursa, olay, kalkık vaziyette tutulan bir çekicin düşerek içi hidrosiyanik asit dolu bir şişeyi parçalamasına ve çıkan gazın kediyi zehirleyerek öldürmesine yol açacak. Bozunma olmazsa kedi sağ kalacak. Kutunun içi dışarıdan görülemediği için kedinin ölü mü sağ mı olduğu bilinemiyor. BirKediyi Almak Akrepleri Uzak Tutur mu? Bazı kediler akrepleri yalnız bırakacak ve diğerleri onlara yeni bir oyuncak aldığını düşünecek. Kriket ve diğer böcekleri büyük miktarda yiyen bir kedi, akrepler için bir besin kaynağını ortadan kaldırıyor olabilir, ancak bu bir ev kedisi için yaygın değildir. Jro3gK. internette kedi bakımıyla ilgili inanılmaz bir bilgi kirliliği var. kedime x oldu yazdığınızda; karşınıza çıkan dünya kadar alakasız şey içerisinde bulduklarınız çare olmak bir yana içinizi rahatlatmıyor bile. hepimizin veterinerlerle deneyimi az buçuk benzer. güvenilir bir veteriner bulmak için dolaştığımz veterinerlerde kaybettiğimz zaman bazen minik dostlarımızı kaybetmemize bile sebep olabiliyor. veya küçük bir sorun için telaş yapıp dostumuzu götürdüğümüz veteriner sırf para alabilmek için basit yollarla halledilebilecek durumlar için bile ağır ilaçlar yükleyip ileriki yaşlarda dostumuzun ilaçlara tepki vermemesine sebep olabilliyor. buradaki önerilerimi dikkate alır ve az buçuk gerçekleştirirseniz siz de cerrahi durumlar dışında veteriner e gitmeden dostunuzla kaliteli zaman geçirmenizin keyfini çıkarabilirsiniz.................kedi besleyen birinin evinde olması gerekenler****aktardan;biberiye yağı yaprağı sarı kantaron yağı papatya çayı ***eczaneden; terramycin kremimmuzinc vb bebeklerde de kullanılan türden bağışıklık güçlendirici şuruppamuk kedi biberonu şırınga****marketten;pirinç unu sarımsak doğal elma sirkesi alıyoruz. limonbunlar evde sürekli bulunacak ve en az bir yıl gidecek malzemeler. immuzinc yaklaşık 30 lira onun dışındakilerin toplamı en fazla 50 lira tutacaktır. ***sağlık malzemeleri satan bir yerden veya internetten;zefiran forte türevi hastanelerde vs. kullanılan dezenfektanbaktığım, tedavi ettiğim, ilgilendiğim onlarca kedi, görüştüğüm onlarca veterinerden sonra deneyimlerime, okuduğum makalelere, isteyene fotoğrafını atabileceğim öncesi sonrası fotoğraflarına, kendi kedilerimin sağlığına ve güzelliğine güvenerek kedi bakmak isteyen, sokakta hasta, bakımsız vs kedi bulup veterinere götürecek parası olmayan, hali hazırda kedi bakan ve daha iyi şartlarda ilgilenmek isteyenlere ilk ve en önemli tavsiyem yukarıdaki listedeki malzemeleri edinmeleri. teker teker ne neden gereklidir nasıl kullanılır anlatayımpapatya çayı yağı ile birlikte doğanın en büyük mucizelerinden olan papatya çayı kedi sever herkesin evinde aktardan alınmış yaprak olarak bulunmalı. paket çay değil. sahipsiz kedi bakıyoruz ve parazit sorunumuz var. dış parazit ilaçlarının ne kadar zararlı ve tehlikeli olduğunu bilmiyoruz, ne alternatifler var bilmiyoruz. ya da dış parazit yok ama sokaktan getirdik. bir su bardağı suya bir yemek kaşığı papatya yaprağı atıp bir taşımlık kaynatıp üstü kapalı demliyoruz. ılınınca bir pamuğu çaya batırıp kedimizi boydan boya temizliyoruz. dış parazit ilacı diye satılan, üzerinde ciltle temas ettirilmemelidir uyarısı bulunurken kedinizin derisine, kanına temas ettirdiğiniz kimyasallardan çok daha etkilidir. hayvan rahatsız olmayacak, sakin olduğu bir vaktinde masaj gibi yaparsanız aksine gurlayacaktır. her gün yapmadığınız takdirde zararı yoktur. dış parazit için, veterinerlerden ömür boyu kurtulmanıza yol açacak gerçek mucizeyi birazdan anlatacağım. bunu özellikle kedisi sık sık sokağa/bahçeye çıkanlar birkaç hafta bir veya ayda bir gönül rahatlığı ile uygulayabilir. gelelim papatya çayının asıl harikasına. aynı usulle demlediğimiz papatya çayı gözlerinde akıntı olan bütün kediler için gerçek şifadır. günde sonuç alacağınız papatya çayını gün içinde 3 kere önce ayrı pamuklarla gözlerinin çevresini silerek, sonra yeni pamukla çayı gözlerinin içine damlatarak uyguluyoruz. özellikle akıntı sorunu çok olan beyaz tüylü minnoşlarda uzun vadeli ve oldukça etkin bir çözümdür. 2 günde etkisini gösterdiğinden zararı yoktur. uzun vadede akıntı sorunu yeniden baş gösterdiğinde bu yöntemi çekinmeden tekrar uygulayabilirsiniz. eğer söz konusu kedi sokak kedisiyse; önce papatya çayı, sonra terramycin uygulamak %90 sizi olası veteriner ziyaretinden sağlıklı ve güvenli biçimde kurtaracaktır. papatya çayının en önemli yararlarından biri de dostunuzun temziliğinde de oldukça sağlıklı bir çözüm olmasıdır. çeşitli sbeplerden kediniz kendi kendisini temizleyemiyorsa papatya çayı hiç zarar vermeden, eziyet etmeden ve en az kedinizin dili kadar sağlıklı bir temizlik sunacaktır. papatya çayı birçok cilt sorununa iyi gelmesinin yanında antiviral etkisinden dolayı bağışıklığını da arttıracaktır. tekrarlanan sorunlardan sizi uzun bir süre koruyacaktır. demlediğiniz ılık papatya çayını bir pamuk yardımıyla masaj yapar gibi kedinize sürün. sakinleştirici etkisi olduğu için kediniz başta dirense bile rahatlayıp kendisini size bırakacaktır. temizlik konusunda başka hiçbir şey aramanıza gerek yok. hele yıkamanıza falan hiç gerek yok!buna da bir göz atabilrisiniz. biberiye yağı ve biberiye yaprağı harikalarını yalnızca mutfakta değil hayvan bakmında da gösteren bitkilerden biri. sizi dış parazit kaynaklı veteriner ziyaretlerinden tamamıyla kurtarmanın yanı başka birçok yararı da olacaktır. şuna bir göz atmakla başlayalımaz çok fikir sahibi olduysak; şuradan da bilgi edinebiliriz sanırım. karatay misali kimyasal parazit ilaçlari lobisine açtığım savaşa sizi de davet ediyorum. veterinerlerin verdiği mantar, parazit karşıtı ilaçlar bu hayvanlarda kusmaya, halsizliğe ve birçok yan etkiye yol açıyor. verdiği zarara değecek kadar sağlıklı bir çözüm de sunmuyor. sürekli kimyasal alan dostlarımız yaşlandığında da ilaçlara cevap vermiyor maalesef. linkleri okuduysanız nasıl uygulanacağını anlatayım biberiye yağı pamuk yardımıyla ihtiyaç miktarınca yalnızca enseye veya boydan boya uygulandığı takdirde hayvanda ne kadar parazit olusa olsun hepsini doğal olarak yok edecektır. maksimum 3 günde, pire kene yuvası haline gelmiş olsa bile tamamen sağlıklı biçimde hem tüylerini, yaralarını iyileştirecek, solumamanız gerektiği halde dostunuzun cildine temas ettirdiğiniz zehirlerin aksine büyülü iksir gibi irili ufaklı birçok sorunu çözecek, yalpalaya yalpalaya yürüyen minik kedinizin yürüyüşünü bile düzelttirecektir. bir şişe 2 yıl çook rahatlıkla gidiyor. parazit sorunu olan dostumuz bundan ömur boyu kurtuluyor. kokusu ağır olduğu için ozellikle kedi dostunuz hoşlanmayıp kaçacaktır. elinizde salam, ödül maması gibi bir şeyle dikkatini çekin. dostunuzu kucağınıza alın, ödülü de yakında olsun, daha az sorun çıkaracaktır. korkmayın kendini yalamaz, yağ uçucu olduğundan emilim gerçekleşip koku gittiğinde yalasa da zarar vermeyecektır. zaten verdiğim ilk linki okursanız kokusunun bile nasıl harikalar yarattığını göreceksiniz. cevremde önerdiğim ve bana minnettar olmayan tek bir kişi bile yok. 3 gün boyunca, mümkünse günde 2 kere elimize veya pamuğa bir tatlı kaşığı yağı hızlı hızlı oksar gibi özelikle çene altı, kuyruk başlangıcına, bacaklarının iç kısımlarına sürüyoruz. sonra deli gibi zıplaya zıplaya kaçan şapşiğin arkasından yarılıyoruz keh keh. biberiyenin diğer bir güzelliği de kapı pencere eşiğine sürülen biberiye yağının her tür haşereyi evden uzak tutması. yazı bile tek tük 3 5 sinekle atlattık kapı pencere açık olduğu halde. hele büyüklerin girmesi söz konusu bile değil. annelerinize ve anneanelerinize bunu mutlaka önerinpeki biberiye yaprağı ne işe yarayacak? bahçede baktığınız dostunuzun yuvasına seriyoruz bolca ve huzurla, sağlıklı uyumasının, oynamasının keyfini çıkarıyoruz. belediyelerin, nedense özellikle zehir saçan çöplere yakın inşa ettiği kedi köpek yuvalarının içine de boolca serpersek de ballı kaymak olur. 5 liralık aldığım bir paket bana epey bir süre yetmişti. kaç gram olduğunu hatırlamıyorum. sarı kantaron yağıgerek tıp camiasında gerek kocakarı camiasında muhteşemliğine rağmen en underrated bitki; bir dermatoloji harikası olan sarı kantarondur muhtemelen. her türlü yanığa, yara izine cilt problemine karşı kullanacağınız, ne iz ne selülit, çatlak, ne de iltihap bırakan kantaron; kedinizde de özelikle mantar, egzama, tüy sorunları, cilt sorunları, yaraların hızlı iyileşmemesi sorunlarında mükemmel sonuç verecektir. özellikle kısırlaştırma sonrası ilk 4 günde dikiş yarasını büyük oranda toparlayacaktır. veteriner "kediniz ne kadar güçlüymüş, hiç böylesini görmedim!" dediği zaman asıl marifetin kedinizde olmadığını çaktırmayın ;kantaron yağının mucizeleri yeni yeni fark ediliyor. insanlarda egzamadan tutun zona ya kadar birçok şeye iyi geliyor. yıllardır ailemin kendi yaptığı yağı kullandığımıziçin bizim için sıradandı. artık aktarlarda sık sık cilt doktorlarının yönlendirmesiyle bu yağı alan insanlar görüyorum. lafı gelmişken siz de çevrenizde böyle sorunları olan insanlara önerebilirsiz. iç parazite. bunun için kusturan, ishal yapan, sersemleten, hele ki yavruların midesine büyük oranda zarar veren iç parazit ilaçları yerine yapmanız gereken tek şey sarımsak vermek. "sarımsak mı neee!" deyip kulaktan dolma bilgilerle atıp tutmayın kalbinizi kırarım. öncelikle yine şu bloga göz atın nin sonuna koyacağım kaynaklara ilaveten deneyimlerime dayanarak diyorum ki minik bir diş sarımsağı ezerek birkaç öğün yiyebileceği kadar yoğurtla karıştırın ve günlük bir mercimek tanesi kadar sarımsağı yedirmiş olun. sarımsak insanlarda bile kanseri olağanüstü ölçüde engelleyen bir besin. özellikle kuru mama ile beslediğiniz dostunuzun diyetinden asla eksik etmeyin. eğer alerjisi olabileceğinden endişe ediyorsanız ilk birkaç sefer dikkatle gözlemleyin. kendi adıma konuşacak olursam; çevremde özellikle tavuk ağırlıklı beslenmeden kaynaklanan mantar sorunu olan kedi sahiplerine sık sık önerdim sarımsak kullanmalarını. su değiştiğinde bile hasta olacak hassaslıktaki kedilerde dahi sıkıntıya rastlamadık. tekrar ediyorum sarımsaktan korkmayın. hakkındaki olumsuz değerlendirmelerin çoğu kedi için verilen günlük dozun onlarca katı dozda verilip sonra zararlı olduğundan bahsedilen güvenilirliği tartışılır makalelere dayanmakta. ne yazık kı veterinerlerimizin çoğu bu konuda araştırma, uygulama yapmaktan aciz. dostalrımızın birçok rahatsızlığı düşük bağışıklık sistemi kaynaklı. sarımsak ise bu sorunların tedavisinde özellikle içeriğindeki alisin sayesinde bunu en sağlıklı, en kolay ve en etkili çözümdür. şunu da eklemek istiyorum; çevremde sarımsak önerdiğimde ama veteriner kesinlikle olmaz deyip de denediğinde sorunlarının kaybolduğunu gören insanlardan sonra artık veterinerlerde de art niyet aramaya başladım. burada da sarımsaktan değil diğer ilaçlardandır iyileşme diyeceklere belirteyim ki; özellikle ilaç alamayan, allerijisi olan veterinerlerin bile pes edip kimisine sokağa bırakın gibi çözümler sunduğu kedilerde yeterince sağlılı gözlemler yaptık. hiç değilse bile emin olun denemekten bir şey kaybetmezsiniz. kremfiyatı 3-5 lira olan bu göz kremine hali hazırda uzun zamandır kedi bakan arkadaşlar aşinadır sanırım. sahipsiz kediye bakıyorsak ve hele veterinere götürecek durumumuz yoksa kesinlikle bulundurmamız gereken bir ilaç terramycin. kedilerde maalesef en sık karşılaşılan sorunlardan biri enfeksiyonlara bağlı göz akıntısı ve uzun vadede maalesef körlük. özellikle 2 ayın altında yeterince sağlıklı beslenemeyen miniklerde çok sık karşılaşılan bir sey. bu nedenle yeni aldıgınız kedinin gözünde sorun yokmuş gibi görünse de birkaç gün yapmanızda fayda var. parklarda, sokakta vs baktığınız kedilerde akıntı gözlemliyorsanız da birkaç gün zaman ayırıp gözlerine muhakkak sürün. 3 gün sonra gözleri gitmiş halini görünce içiniz parçalanabilir zira. bunun yanı sıra aynı fiyatta onadron ve gentagut adlı göz/kualk damlaları da kedilerdeki göz enfeksiyonlarına karşı son derece etkili ilaçlardır. immuzinc şurupsokakta, barınakta bulduğunuz, yani sağlık durumundan emin olmadığınız bir kedi varsa elinizde yaşı büyük de olsa küçük de olsa bağışıklığı zayıf, parazitlerle uğraşmaktan yorgun, hastalığa yatkın olacaktır. bir hafta süreyle günde bir çay kaşıgı kadarını şırınga ile tok karına içirin muhakkak. eğer çok zayıf, hasta ve halsizse miktarı iki katına çıkarın. kediniz sokaktan değil de tanıdığınız birinden alındıysa da; ne olursa olsun hastalık geçimişi, sağlık durumundan emin olmazsanız. veteriner muayenesinden de getirmiş olsalar, veteriner; üstün körü parazite, dişlere, göze bakacaktır. yani check up yapmayacaktır. kaldi ki ortam değişikliğinin yol açtığı depresyon veya şok da kedinizin iştahının kesilmesine, stres nedeniyle hastalıklara yatkın olmasına yol açacaktır. siz de gözlemlerinize göre 3-4 gün kedinize bir çay kaşığı şurup içirin. yine grip, nezle olan, soğuk almış veya ağır operasyon geçirmiş dostlarımıza çok faydası dokunacaktır. kediniz zaten uzun zamandır sizinle mi? mevsim değişikliği, şartların değişikliği, nedenini bilmediğiniz stres, operasyonlar, kısırlaştırma gibi sebeplerle mutsuz, halsiz, iştahsızsa bir değişiklik gözlemliyorsunuz ama ne olduğuna dair fikriniz yoksa yine en az 3- 4 gün bir çay kaşığı ölçüsünde şurup veriyoruz. ne oluyor bu kadar şurup verince? mucize mi büyü mü bu? hayır. temel olarak anlatmak gerekirse, bizler insan olarak ne şikayetimiz olduğunu anlayabilir, buna bir çözüm bulabiliriz değil mi? mesela günlük basit sağlık şikayetlerimizin çok büyük çoğunluğu stresten kaynaklanıyor. bizleri kanser edecek kadar zararlı olan stres, kedilerin de bağışıklık sistemini oldukça olumsuz etkiliyor. bir anda sebepsiz yere tüyleri dökülen kedinize verin bir süre, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. hele ameliyat sonraları veterinerlerin kaktırdığı serumlar falan, boşverin. yaşı geçkin kedinizi toparlayacak, hareket verecektir. immuzinc yerine alternatif olarak eczeneye gidip bebekler için olan etkili bir bağışıklık şurubu da isteyebilirsiniz. özellikle enfeksiyonla savaşan, halsiz düşmüş, iştahsız dostalarınızın kısa sürede toparlanmasını sağlayacaktır. dikkat edin; zırt pırt verip hayvanın bağışıklığı ile de oynamayın. ilaç da olsa kimyasal. ve amacımız mümkün olduğunca kimyasaldan kaçınmak. bir öğünde yemedi diye değil, 3 gündür yemiyor, veterinere götüreceğim artık dediğiniz noktada veriyorsunuz. sorunun kısa sürede çözüldüğünü görüyorsunuz. sonradan bir şey çıkmasın? eğer kıymetlimizde birkaç belirti birden varsa tabii dikkat ediyoruz. mümkün olduğunca sağlıklı, mutlu ve aktif bir kedi görmek istiyorsak, çoğunluğu baraji zar zor geçmiş, amaan 4 yıllık olsun da şeyden olsun deyip okulu da 7 yılda bitirmiş, anatomi bilgisinden yoksun, mesleğinden tek anladığı mama firmaları sponsorluğunda gezip tozmak olan, yeter ki para gelsin diye yurt dışında toplatılan mamaları en iyi diye kaktıran vicdansız kasap bozuntularından her şeyi beklemiyoruz. kendini bilen, merhametli, can taşımanın sorumluluğuna sahip veteriner arkadaşları tüm kalbimle tenzih ederim. özetle yavrumuzun bağışıklığı ne kadar güçlü olursa hastalıkları o kadar kolay atlatıyoruz, ameliyat sonrası daha çabuk ve rahat toplanıyoruz, yaşlı ve yorgunsak daha mutlu oluyor, yel esse yatak döşek serilmiyoruz. veterinere daha az muhtaç oluyoruz. sirke ve/veya zefiran forte ne işe yarar?özellikle; kedilerde çok sık rastlanan ve solunumla bulaşan bu nedenle ortam hijyeninin çok önemli olduğu kedi nezlesi fvr gibi durumlarda evi sirkeli su ile temizlemek çok önemli. yine de kedi bulunan bir evde ayda bir zefiran forte solüsyon ile evi baştan aşağı dezenfekte etmek de hem sizin hem dostunuzun sağlığı için çok önemli. kedili evde mümkün olduğunca çamaşır suyu içerikli temizlikten kaçınmalısınız. siz fark etmeseniz bile o ardınızdan gidip deterjanın kokusunu aldığı yere sürtünecek ve hatta yalayacaktır. bilmeyenler için amonyak içerikli deterjanlar; kedilerin idrarında da amonyak olduğu için dostunuz tarafından sürüldüğü bölgede;i bir kedi tarafından işaretlenmiş algısı yaratacağı için dostunuzun kendi kokusunu, kokuyu aldığı yere bırakmak istemesine neden sonra ateşi çıkan, düşen veya atlayan, eve yeni gelen dostunuza alışamayan kedileriniz için neler yapabileceğinizi de ekleyeceğim. bu entryi yazmamın asıl sebebi kedi bakımında doğal çözümlerdi. kendim doğal beslenmeye çalışırken; haliyle baktığım canların mamalarını araştırmakla başladığım veteriner görüşmeleri neticesinde, yerli yabancı kaynaklar pet sektörünü ülkemizde son on yılda patlamış olsa da özellikle de abd de yoğun 50 yıllık geçmişinin olduğunu, ülkemizde araba altında can veren kedilerin belediye tarafından toplanıp mezbahada elden geciririp mamalara katıldıgını ilk elden ögrenmemle her şeyi sorgular araştırır oldum. 4 buçuk aylıkken yanlış ve berbat bir kısırlaştırma işlemi sonrası zaten zayıf bünyeli olan kızım iyice halsiz ve iştahsız düşmüştü. götürdüğüm diğer veterinerler her şeye hazırlıklı olmamı söylemişlerdi kızımı tanıdığım günden beri. bir gün kızım masaya çıktı ve kasedeki pekmezi deli gibi içti. ne olduğunu anlamadım ama içiyorsa bir bildiği vardır dedim. zira aldığım günden beri kuru mama vermiyor, kendim hazılıyorum mamalarını. iki gün sık sık pekmez içti. bu süre içinde tabii boş durmadım ve araştırdım; kan yapar diye bildiğim pekmezin ne faydası varmış başka? kedilerin yuttukları tüyleri kusmaları için verilerin ilaçların içeriğiyle aynı etken maddeye sahipmiş. hatta şurada neredeyse benimle aynı tecrübeleri yaşayan birileri de olmuş kedim tüy falan kusmadı ama iştahı yerine geldi, eskisi gibi çok hareketli oldu, çok sağlıklı ve güzel biçimde kilo aldı ve daha mutlu bir canlı oldu. yani pekmez bizde nasıl etki ediyorsa onlarda da kansızlığa, iştahsızlığa, enerji kaybına iyi yeterince uzun olduğu için mama konusuna ve sosyal ilişkilerini sonra eklerim. sorusu olana bir yeşil uzaklıktayım. mama konusuna ayrıntılı girmeyecek olsam da özellikle kuru mama ile beslenen kedilerin diyetiyle ilgili önemli uyarılarda bulunmak istiyorum. sağlıklı bir kedi mutlaka haftada bir3 dakika orta ateşte haşlanmış yumurta sarısısarımsak ezilmiş doğal yoğurt rendelenmiş / rondodan geçirilmiş veya haşlanmış kabak özellikle kuru mamanın yarattığı sindirim sorunları yüzünden mutlaka tüketilmelieğer seviyorsa 2-3 tane tuzsuz doğal zeytinayda birtavuk ciğeribalık dondurulmuş somon verin, insanlara bile yararı tartışılan konserve ton balığı değil yemeli. kendinize haşladığınız etin kırmızı et veya tavuk suyu da bir zahmet içine ekmek doğranarak ve minik br parça et de katılarak dostunuza verilmeli. yaa kuru mamalarda her şey var mı diyorsunuz? eğer maaşınızın yarısını 2-3 tane işe yarar ama çok pahalı ithal kuru mamaya vermiyorsanız o verdiğiniz mama bir a yaramıyor maalesef. hills, royal canin gibi direkt msg benzeri içerikte, bağımlılık yapan, böbreklerini ve bağırsaklarını uzun vadede mahveden tahıllarla ve şekerle dolu, hayrına et diye tavuk gagası-pençesi konulmuş mamalar mı; defalarca toplatılmış gdo'lu israil menşeili, sözde ödüllü fakat gerçekte ne olduğu belirsiz acana türevi mamalar mı; ucuz olsun ama iyisinden olsun diye aldığınız; internette günlerce deli gibi aradığım halde neden konulduğunu asla bulamadığım nedeni belli ya hoş; gramajı artırrmak %8 kül içerikli micho mu karşılıyor bütün ihtiyaçlarını? her gün kral sofrası hazırlayacak değilsiniz tabii. yalnızca kuru mamaya takviye yapmayı ihmal etmeyin. başının üstünde dam var yeter mantığında olmayın. insanlığın hayvanlara karşı işlediği bütün günahları üstünüze almanızı isteyen yok. sadece sevdiğiniz, evinizi ve kalbinizi açtığınız, sizi gönülden seven bir canlı için elinizden gerçekten geleni yapın. bahsettiğim gıdaları verirseniz ne kadar mutlu, sağlıklı ve hatta uysal olduğunu görecek, keşke daha erken bilseydim diyeceksiniz, bana güvenin. beslenme konusunu du en kısa zamanda açıklayacağım. siz yine de kedinizi yoğurtsuz, kabaksız ve yumurtasız olan, eklemek isteyen, aklına takılabilen mesaj atabilir. unuttuğum şeyler varsa hatırlamış da olurum. yoruldum. yazmaya bile bu kadar uğraştığın kedilerimi görmek isteyen olursa da ilk olarak kedi başlığına yazdığım bu içeriğin; başlıktaki giriye aldığım çokça mesaja rağmen agresif ve içerikten bağımsız ve kendimce haklı girişi nedeniyle yeterince dikkat çekemeyeceğinden ve sürekli güncelleyeceğim için kaybolmasını istemeden eklemelerle burada da bir kaynak olarak bulunmasını istedim. sabredip de buraya kadar okuyanların yüzünü güldürelim aldığım çokça mesaja binaen şunları iyice açıklayayım. 1. sarımsaktan, doğru ölçülerde verdiğiniz takdirde korkmanıza kesinlikle gerek yok. doğru ölçü nedir? haftalık olarak bir toplu iğne ucu kadar. nasıl vereceğim ben bunu? ezip yoğurtla karısşıtrarak iğnesiz şırıngayla. bunu verdiğiniz takdirde tek başına bağışıklık deposunu doldurmuş oluyorsunuz. ama veterinerim vermeyin dedi ölür dedi canavara dönüşür buhar olup uçar falan dedi. yok öyle bir şey. bugün kedinizin fotoğrafını cekin. bir ay sonra haftada bir kere vermiş olarak fotoğrafını cekin. daha aydınlık bakışlar, daha parlak sağlıklı tüyler, daha sağlıklı dişler, iyileşmiş ağız yaraları, daha kuvvetli bir vücut ile aradaki farka kendiniz şaşırın 2. kedim kendini temizleyemiyor. boyunluk var/ ameliyat oldu yorgun/ agıziçi yaraları var vs...papatya çayı. bu kadar. demlenip ılınmış papatya çayını pisiciğe pamuk yardımıyla masaj yapar gibi sürüyoruz. kokusundan zaten rahatlayıp gevşeyen dostumuz cilde iyi gelen, yaraları iyileştiren, doğal antiseptik ve antiviral olan papatya çayı ile temizleniş, kucağınızda mırıl mırıl uyuyor olacak. inanın bundan rahatsız olmayıp kendisini yalamak bile istemeyecek. siz de hunharca ıslatmadıysanız tabii 3. kabak neden? kabak sindirim sistemini en güzel düzenleyen, en sağlıklı yiyeceklerden biri. lifli olması da cabası. tek tip beslenen, iç organları tembelleşen veya tuvalet sorunu olan kedilerinizin sorununu kolay ve rahat bir biçimde çözecektir. nasıl veriyoruz? mümkün olduğunca çiğ. muhtemelen haftada bir vereceğiniz için aç olduğu bir vakitte rendeleyip yğurtla karıştırın. iyice aç olup mecburiyetten de yemezse haftalık sarımsak ihtiyacını da karşılamak adına ezip karıştırdımız sarımsağı ilave edip azıcık zorla kedi biberonuyla veriyoruz. ne kadar ölçü ? bir öğünde en küçük boy kabağı, daha küçük bir kedi ise yarısını veriyoruz. sindirimi rahatlamış olduğu için daha hareketli, daha huzurlu kedimizin oyunları peşinde koşuyoruz en kısa süre içerisinde özellikle hasta kedileri çabucak ayağa kaldıracak doğal besin kürlerini de ekleyeceğim. tekrar ediyorum; yumurta sarısı, yoğurt, kabak ve sarımsağı eksik etmiyoruz. şunu da unutmadan söyleyey,, uzun zamandır yoğurt yiyen kedilerin kaçıncı kattan olursa olsun sapasağlam oldukları, kemiklerinin aşırı güçlü olduğu geniş bir çevrede test edilip onaylanmıştır kedi alıyoz yavru cumartesi günü alınıcak. yani oda 3 harftalık yavru oluyo galiba sütten tam kesilmemiş daha işte galiba bizde bide kuş var bişi yaparmı ona? yeni peki kuşların kafesi kırabilcek gücü varmıdır? quoteOrijinalden alıntı Alkologkediler genelde kuşları öldürür fakat yiyemez .. böyle bir durum var sadece öldürme içgüdüsü diyelim.. kedinin psikolojisine bağlı valla quoteOrijinalden alıntı MyDramao kuşa şimdiden allah rahmet eylesinAlıntıları Göster quoteOrijinalden alıntı MyDramao kuşa şimdiden allah rahmet eylesinAlıntıları GösterquoteOrjinalden alıntı VooDoo o kuşa şimdiden allah rahmet eylesin valla tavana asarız ayrı odada tutarız bi yolunu bulurum onun NFSCarbon tmmda o kedi aç ve yemek var yani bu kedi hem evde olcak hemde ztn yem kasesi olcak açlıktan kuşu yemez hem o sokak kedisi bu ev kedisi hangisi daha vahşi? quoteOrijinalden alıntı Guest-6CB3B4454quoteOrjinalden alıntı VooDoo o kuşa şimdiden allah rahmet eylesin valla tavana asarız ayrı odada tutarız bi yolunu bulurum onun NFSCarbon tmmda o kedi aç ve yemek var yani bu kedi hem evde olcak hemde ztn yem kasesi olcak açlıktan kuşu yemez hem o sokak kedisi bu ev kedisi hangisi daha vahşi?Alıntıları Gösterbu hafta 3tane kuş yedi işyerindeki kedi hiç acımaz valla katır kutur yer quoteOrijinalden alıntı MrPinkFloydbu hafta 3tane kuş yedi işyerindeki kedi hiç acımaz valla katır kutur yerAlıntıları GösterZaten eğer yemese bile o kuş evde kediyi gördüğü zaman, ya sana küser yada hastalanır bildiğim kadarıyla... quoteOrijinalden alıntı FreezeTheLifeZaten eğer yemese bile o kuş evde kediyi gördüğü zaman, ya sana küser yada hastalanır bildiğim kadarıyla...Alıntıları Göster quoteOrijinalden alıntı LeiteyerrrrrrrrrAlıntıları GösterYemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmaz quoteOrijinalden alıntı firtikkYemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmazAlıntıları Göster quoteOrijinalden alıntı necmi42bende aynı senin tam 1 sene yalandı kafese sonuda da muradına atlıyacak bi yer dekgetirmiş kafesi düşürüp yedi Gösteronu bunu bilmemde kediye saldıran martı gördünüz mü! ben gördüm kedi kaçıcak yer arıyodu ama tabi martı sürüsü saldırıyo hayvana quoteOrijinalden alıntı necmi42bende aynı senin tam 1 sene yalandı kafese sonuda da muradına atlıyacak bi yer dekgetirmiş kafesi düşürüp yedi Göster quoteOrijinalden alıntı firtikkYemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmazAlıntıları GösterquoteOrjinalden alıntı firtikk Yemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmaz senin kedi kuşa aşık galiba nasıl bir bakış nasıl bir duruş o öyle quoteOrijinalden alıntı kalahamariquoteOrjinalden alıntı firtikk Yemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmaz senin kedi kuşa aşık galiba nasıl bir bakış nasıl bir duruş o öyleAlıntıları Gösterİnsan Yiyorsa kedi Yer Arkadaş..Göze alarak hareket et quoteOrijinalden alıntı kalahamariquoteOrjinalden alıntı firtikk Yemez..En azından tarçın yemedi 2 senedir..Küçükken alıştırırsan hiç bişey olmuyo..Ama doğanın dengesi bu..Ne olacağı beli olmaz senin kedi kuşa aşık galiba nasıl bir bakış nasıl bir duruş o öyleAlıntıları Göster quoteOrijinalden alıntı ÇayLaK KRaLben birşey daha duydum. ablamın arkadaşının kuş ve kedisi varmış. birlikte yaşamaya alıştırmışlar. 1-2 sene yaşamışlar. daha sonra kedi bunlar evde yokken kuşu yemiş. hatta kuşun kedinin üstüne çıktığı fotosu bile varmış. bence hayvanın canı da can o riske girmeye Gösterbkztweety sylvester quoteOrijinalden alıntı MyDramao kuşa şimdiden allah rahmet eylesinAlıntıları GösterquoteOrjinalden alıntı VooDoo o kuşa şimdiden ALLAH rahmet eylesin ALLAH YAZARKEN DİİKKAT.. Kuşu kedinin önüne koymazsan sorun çıkmaz... Ben yolda giderken görmüştüm bi güvercinin sadece kafası ve omurgası kalmıştı omurgası da iyice etten sıyrılmıştı yani kediden başkasıda yapamıyacağına göre yer bide sıyırır quoteOrijinalden alıntı AyBeK™Ben yolda giderken görmüştüm bi güvercinin sadece kafası ve omurgası kalmıştı omurgası da iyice etten sıyrılmıştı yani kediden başkasıda yapamıyacağına göre yer bide sıyırır Sayfaya Git Sayfa PODYUMLARIN ARANILAN MANKENLERİNDEN SİNEM GÜVEN, HAYATININ EN ÖZEL ANNELER GÜNÜ'NÜ YAŞAMAYA HAZIRLANIYOR. KIZI DEFNE'Yİ İKİ AY ÖNCE KUCAĞINA ALAN GÜVEN, BU ÖZEL GÜN ÖNCESİ KELEBEK'E VERDİĞİ RÖPORTAJDA 'DAHA ÖNCEKİLER BANA DEĞİL, ANNEME VE ANNE OLAN TANIDIKLARIMA HİTAP EDEN GÜNLERDİ... ŞİMDİ DİREKT BANA HİTAP EDİYOR. VE DEFNE BANA EN GÜZEL HEDİYE' sonra hayatınızda neler değişti?- Hayatımızın akışı değişmedi, çünkü onun için hayatımızı değiştirmiyoruz. Ne yapıyorsak onu içine katalım, onunla paylaşalım istiyoruz. Eğer kendimizi kısıtlarsak, bize sıkıntı vereceğini düşünüyoruz bu durumun... Biz sıkıntı duyarsak, bu da çocuğa yansır. Dolayısıyla biz hep beraber yaşantımıza devam ediyoruz. Yapmak istediklerimizi yapıyoruz. Hayatımızda ne varsa her şey aynı şekilde devam ediyor. Mesela kedimizi vermeyi aklımızdan bile geçirmedik. Evimiz daha neşeli ve sesli bir ev oldu. Bir saat bile dışarıda olsak, koşa koşa eve dönüyoruz. Bir hikaye vardır 'Altın Top' diye. İki komşu varmış. Birinin evinden neşe, kahkaha eksik olmazmış. Diğer komşu da karısıyla birlikte evinde kös kös otururmuş. Bir gün dışarıda karşılaşmışlar. Komşulardan biri, diğerine 'Sizin evinizden neşeli sesler geliyor. Bunun sebebi nedir?' diye sormuş. Diğeri de 'Bizim evde altın top var. Ondan biz bu kadar neşeliyiz' diye cevap vermiş. Bunu öğrenen komşu hemen kuyumcuya gidip altın bir top yaptırmış. Akşam eve döndüğünde altın topu karısına bir, iki atıyor. Fakat canları sıkılmaya devam ediyor. 'Hiç eğlenmedik. Ne güldürüyor bunları bu kadar' diyorlar. Yeniden karşılaştıklarında durumu anlatıyor komşusuna; 'Biz altın topu yaptırdık. Ama hiç sizin gibi eğlenemedik' diyor. Diğer komşu gülüyor; 'Bizim altın topumuz çocuğumuz. O bizi eğlendirip, mutlu ediyor' diyor. Defne de bizim altın topumuz bir bebek miydi Defne?- 'Artık yaparız' gibilerinden konuşuyorduk. Ama 'haydi artık deneyelim' durumunda değildik. Korunmayı bıraktık. Bıraktığımızda birde bir oldu bizimki! Demek ki doğru zamanmış.'Keşke daha önce bir çocuk sahibi olsaydım' dediğiniz oldu mu hiç?- Hiç öyle düşünmedim. Ben her şeyin doğru zamanda olduğuna inanırım. Hayatta tesadüflere inanmam. Evren zaten doğru zamanı önce hayatta sizi mutlu eden şeyler nelerdi?- Ben hep küçük şeylerden mutlu olan biriyimdir. Bir ilkbahar ya da yaz akşamı güneşin batışını izlemek bana mutluluk verir. Tabii kızımla bu mutluluğu kıyaslayamam bile! Hele sağlıklı olursa, aile içinde huzur varsa, tüm bunları babasıyla paylaşabiliyorsam, üç kişilik bir aile olarak birbirimize sımsıkı kenetlenebiliyorsak, en büyük mutluluk bu işte... Yoksa çocuk sadece anneye ait bir şey değil. Tabii ki anneye muhtaç, ama sütten kesilene kadar! Babanın memesinden süt gelse, ona da aynı şekilde bağımlı olacak! Sevgi, ilgi ve o güven duygusu, sözle anlatılamaz. Bunu en çok banyo yaptırırken hissediyorum. Sıkı sıkı tutunabileceği bir el Anneler Günü'nüzü kutlayacaksınız. Neler hissediyorsunuz?- Daha öncekiler bana değil, anneme ve anne olan tanıdıklarıma hitap eden bir gündü. Şimdi direkt bana hitap ediyor. O yüzden daha heyecanlıyım. 'Ben de anneyim artık' diye durumun ağırlığını hissediyorum. Bugüne kadar hep 'Anneme, kayınvalideme ne hediye alsam' diye düşünmüşümdür. Bu yıl da bu durum değişmedi. Yine 'Bizimkilere ne alsam acaba' derdindeyim. Benim Defne'm var. Bu bana en güzel hediye ne şekilde yetiştirmek istiyorsunuz?- Defne'nin çok mutlu olmasını istiyorum. Çok mutlu, sevecen, huzurlu, insan ve hayvanları seven biri olmalı... Çünkü ben ve eşim de öyleyiz. Zaten ne görürse öyle büyüyecek diye düşünüyorum. İçine şeytan kaçmadıktan sonra farklı biri dair vereceğiniz başlıca öğüt ne olacak?- Ben hayatım boyunca annemin 'Kızım biraz politik ol' öğüdüyle büyüdüm. Defne çok politik olmasın. İçinden ne geliyorsa onu yapsın. Kimin ne dediğine, ne diyeceğine takılmasın istiyorum. Doğru bildiği şekilde yaşamasını arzu anne-kız ilişkiniz nasıldı?- Küçük yaşımdan beri evden uzak olduğum için çok sıkı fıkı bir ilişkimiz yok. Aile olarak birbirimize bağlıyızdırama 'Aman benim en iyi arkadaşım annemdir. Başıma ne gelse ilk onu ararım. Her gün üç kere konuşuruz' gibi bir ilişkimiz yok. Her şey çok nasıl olur acaba ileride?- Bilmiyorum ama ben çok kuralcı bir anne olurum. Çok neşeli, eğlenceli bir anne olduğum gibi kurallarım da olacağını düşünüyorum. İnşallah yakın ve sıcak bir ilişkimiz olur. Kendisini bana çok yakın hissetmesini arzu yıllarımızda 'Ben anne olduğumda asla annem gibi davranmayacağım' dediğimiz şeyler olmuştur hep. Sizin için de geçerli mi bu?- Annem çalışmak zorunda olan bir kadındı. 'Yanlıştı' demek çok ağır olur. Günün şartları öyleydi. O haftanın 6 günü çalışmasaydı karnımız doymayacaktı. Benim ekonomik durumum çok şükür iyi. Çalışmak zorunda değilim. Mümkün olduğunca çocuğumu kendim büyütmek eşler arasındaki ilişkiyi güçlendiriyor mu?- Eğer karı-koca arasında güçlü bir ilişki varsa, çocuk bunu perçinliyor. Zaten ortada gitmeyen bir şey varsa, onu kotarmak adına çocuk yapmak bence dünyanın en yanlış şeyi. Böyle bir durumda insanın çocuktan soğuması işten bile 'Bebekten sonra beni ikinci plana attın' şeklinde bir yakınma duydunuz mu peki?- Kedimiz Kırpık'ta oldu bu! 'Sen Kırpık'ı benden çok seviyorsun' dediği oldu bir-iki kere. Ama Defne'de böyle bir söz çıkmadı ağzından hiç...İleride Defne'ye bir kardeş daha düşünüyor musunuz?- Ben iki tane daha istiyorum. Atatürk Türkiye'sine layık üç çocuğum olsun istiyorum. Bakalım eğer eşimi kandırırsam, öyle bir niyetim var! Defne'ye bir kız kardeş istiyorum tek çocuk muydunuz?- Benim ağabeyim vardı. Biz de birbirimize çok düşkün iki kardeşizdir. Ama iki hemcins çok güzel olur.'Güçsüz kadın, anne olunca güçlenir. Bencil kadın fedakárlaşır' derler. Sinem Güven'de anne olduktan sonra ne değişti?- Eskiye göre daha sabırlı biriyim. Ben her zaman şefkatliydim zaten... Çocuklara, hayvanlara, yaşlılara içim titrer. Gözümün dolmasını hiçbir şey engelleyemez. Elimden ne geliyorsa yapmaya çalışırım. Güçsüz kadın daha mı güçlü olur bilemem, ama bir anne çocuğu için adam öldürür mü? Öldürür! Cidden o kadar kıymetli ki... Birinin ona zarar vereceğini hissedersem, kendimde o potansiyeli görüyorum, çünkü tırnaklarım kesin çıkar!Kelebek Haberler chrödinger’in kedisi uzun zamandır kuantum mekaniğinde büyük bir ikilemdir. Kedi gerçekten canlı mı ya da ölü mü? Ya da bu şey sadece kafamızın içinde sergilenen bir tuhaflık mı? Queensland Üniversitesi’nden araştırmacılar bu soruyu cevaplamak için büyük bir ilerleme kaydettiler. Fotonların dört boyutlu hali kullanılarak ve bu fotonları çok hassas ölçümlere tabi tutarak kedinin ölü ya da canlı olmasını kedinin gerçek hayattaki haline ilişkin bilgi eksikliği nedeniyle ortaya çıktığını ileri sürdüler. Kuantum fiziğindeki diğer nesnelerde de olduğu gibi, bu kedi de kuantum dalga fonksiyonu tarafından tanımlanır. Queensland Üniversitesi Matematik ve Fizik Fakültesi’nden araştırmanın liderliğini yapan Dr. Alessandro Fedrizzi “Kuantum dalga fonksiyonunu dediğimiz şey kuantum mekaniğindeki fiziksel tabanlı sistemleri tanımlayabilmek için kullanılan “merkezi bir araç”tır, diğer yandan da bu araç hala detaylı olarak anlaşılamadı” diyor. Bu durum yalnızca bir sistemin gerçek haline dair bilgimizin sınırlı olduğunu mu gösterir, ya da bu durum gerçeklikle uyumlu mudur? “Yani objektif bir gerçeklik var mı?” Bu tartışma on yıllardır tamamen teorik olarak kalmıştı ki, makalenin yazarlarından Dr. Cyril Branciard ve Dr. Eric Cavalcanti‘nin de içinde bulunduğu kuantum teorisyenlerinden oluşan 3 ekip bu soruya cevap bulabilmek için deneysel testler tasarladılar. Makale yazarlarından Mr Martin Ringbauer ” Bu veriler, eğer objektif bir gerçeklik varsa dalga fonksiyonu bu gerçeklikle birebir uyumludur” diyor. Yani kısacası, Schrödinger’in kedisi gerçekten hem ölü hem de canlı haldedir. Ölçümler ve analizler daha fazla geliştirildikçe, fizikçiler dalga fonksiyonun iki yorumuyla yalnız kalacaklar Dalga fonksiyonu gerçek mi? Yoksa sadece bir hiç mi?Schrödinger’in Kedisi Nedir? Schrödinger’in Kedisi, Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger tarafından ortaya atılmış, kuantum fiziğiyle ilgili olan, hakkında çok tartışma yapılmış düşünce deneyi. Genellikle kuantum mekaniğive Kopenhag Yorumu’yla ilgili bir paradoks olarak bilinir. Schrödinger’in kedisi paradox diye tanımlanan düşünülmüş bir teoridir,Erwin Schrödingertarafından 1935′ te icat edilmiş. Schrödinger, problem olarak gördüğü günlük nesnelere uygulanan kuantum mekaniğinin Copenhagen yorumunu kedi ölü ya da diri olabileceği rastgele bir duruma bırakılıyor ve karar vermek için gözlemlemeye ihtiyaç duyuluyor. Bu düşünülmüş deney, özellikle kuantum mekaniğinin teoriksel yorumunun tartışmasıdır. Schrödinger’ in kedisi; bir kedi bir küçük şişe zehir ve radyoaktif kaynakla bir kapalı bir kutuya bırakılıyor. Eğer içerideki monitör radyoaktifliği algılarsaazalmakta olan tek atomküçük şişe kırılır, zehir kediyi öldürür. Bir süre sonra kuantum mekaniğin Copenhagen anlamdırması kedinin bir dalga fonksiyonu olduğunu anlık olarak hayatta veya ölü olma ihtimalini bir kez bakıldığında kedi canlı veya ölü olabilir, ikisi birden olamaz. Kediler en çok tercih edilen ev hayvanlarının başında geliyor. Yıllarca kedi beslemiş biri olarak, acemilik zamanlarımda düştüğüm ya da ucundan döndüğüm hataların bazıları sevgili kedimi kendisi geçen yıl 15 yaşında hayata gözlerini yumdu kendime benzetip daha fazla paylaşımda bulunabilmek için, kendi yediklerimden vermeye çalışmaktı. Bu hataların bazılarını listeledim ve internetten yaptığım araştırmalarla da destekledim. Çıkan sonuçlara göre, aşağıdaki yiyecekleri kediciklerden uzak tutmanız gerekiyor. 1- Kuru üzüm Kuru üzümü doktorlar bize tavsiye etseler de, hiçbir veteriner kedinize tavsiye etmez. Kedilerin metabolizması bizimkinden farklı olduğu için, kuru üzüm yediklerinde karaciğer yetmezliği sorunuyla karşılaşabilirler. Bunun yanı sıra, kuru ya da yaş üzüm yediklerinde, sonraki 24 saate dikkat etmelisiniz. İştah kaybı, güçsüzlük, şiddetli karın ağırısı gibi zehirlenme belirtileri bu 24 saat içerisinde kendisini gösterir. 2- Soğan Kedinize soğan ya da içerisinde soğan bulunan yiyecekler sunmak, en az kuru üzüm sunmak kadar büyük sorunlara yol açabilir. Soğanın içeriğinde bulunan sülfoksit ve disülfür gibi maddeler, kedilerin kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasına ve sonuçta da anemi gibi ciddi hastalıklara yakalanmalarına neden olmaktadır. 3- Sarımsak Soğan ile aynı aileden olan sarımsak bazıları sarmısak da diyebilir soğana göre daha fazla risk taşır; çünkü içeriğindeki maddeler daha yoğundur. 4- Çiğ yumurta Spor yapmayan hiç kimse durduk yere çiğ yumurta yemez. Çiğ yumurtanın taşıdığı salmonella ve koli basili gibi hastalık riskleri, yumurtayı çiğ olarak yemememiz için yeterli nedenlerdir. Aynı nedenler, kediler için çok daha önemlidir ve eğer bu tür hastalıklara karşı kedinizi korumak istiyorsanız, çiğ yumurtayı ondan uzak tutmalısınız. 5- Akollü içecekler Alkol zehirlenmesini duymuşsunuzdur. Fazla tüketilen alkollü içecekler, insanlarda alkol zehirlenmesi sorununun ortaya çıkmasına neden olur. Aynı şekilde, çok daha küçük bedene sahip olan kediler de alkol zehirlenmesi riski taşırlar ve bu risk çok daha yüksektir. 6- Kafein İçeriğinde kafein bulunan hiçbir yiyeceği kedinizle paylaşmayın. Kedilerin kafeine verdikleri tepki bizimkinden oldukça farklıdır ve kafein gibi maddeler kedilerde önemli ölçüde su kayıplarına ve hatta ölümlere neden olabilmektedir. 7- Hayvansal yağ Kedinize sunduğunuz etin üzerinde bir miktar yağ olması sorun değil, fakat ona dilim dilim hayvan yağı vermek kusma ve ishal gibi sorunlarla baş etmesine neden olabilir. 8- Kemik Listemizde yer alan en tehlikeli maddelerden biri kemiktir. Tadı güzel, maliyeti düşük ve kediler tarafından seviliyor olmasına rağmen, kemikler özellikle yemek borusunu yırtma ya da tıkama ihtimali taşıdıkları için tehlikelidirler. 9- Süt ve kaymak Kedilerin süt sevdiği bilinen bir gerçektir. Ancak yetişkin kedilerin laktoza karşı korumaları yoktur. Eğer marketten aldığınız sütü ya da kaymağı kedinize yedirirseniz, kısa süre sonra ishal olduğuna şahit olursunuz. İshalin uzun süre devam etmesi ise, kedinizin ölümüne sebep olabilir. Eğer kedinizin mutlaka süt içmesini isterseniz, marketlerde satılan laktozsuz sütlerden alabilirsiniz. 10- Avokado Her gün yediğimiz bir meyve olmasa da, denk gelir de kediniz bir avokado bulursa, avokadonun birçok hayvan gibi kediler için de toksik içeriğe sahip olduğunu unutmayın. Her zaman olmasa da, avokado nedeniyle zehirlenip ölen kediler bile vardır. 11- Balık Çizgi filmlerde ve karikatürlerde kedilerin önlerinde genelde bir balık kılçığı durur. Bunun temel nedeni bir gerçeğe dayanır; kedilerin en sevdiği besin balıktır. Nedeni bilinmese de, hiçbir kedi balığa hayır diyemez. Ancak, kedinizi balıkla ödüllendirmek isterseniz, mutlaka ama mutlaka kılçıklarını ayıklayıp verin. Kemikler gibi kılçıklar da ölümcül risk taşır.

büyük kedi küçük kediyi öldürür mü