DiyanetVakfı: (2-4) Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah´a kulluk edin; O´na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim. Nuh ve Nuh Kavmi: İnsanlık tarihinde putlara tapınmanın yani şirkin ilk ortaya çıkışı Hz. Nuh’un kavminde görülür. Nuh’un kavminde görülür. Kur’an’a göre bu dönemde insanlar Vedd, Süva,Yeğus, Yeûk ve Nesr putlarına tapıyorlardı (3) . Çok ilginçtir ki bu putlar daha sonra Arapların da taptıkları putlar olmuştur. Hz. Mehdi ile ilgili Ayetler çok fazladır. Biz bir kısmını sizlere aktaralım: “Müşrikler istemese de dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kıl­mak için Peygamberini hidayet ve hak dinle gönderen O’dur.” ŞüphesizBiz Nuh’u, “Kendilerine acı bir azap yetişmeden önce, halkını uyar” diye kavmine gönderdik. 2. Dedi ki: “Ey kavmim! Ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım. 3. Allah’a kulluk edin, O’ndan sakının ve bana uyun ki; 4. günahlarınızı bağışlasın ve sizi, bir süreye kadar ertelesin. HZ ALİ HAKKINDA NÂZİL OLAN BAZI AYETLER / 1. İbn Abbas'ın rivayetine göre Hz. Ali hakkında tam üç yüz ayet. nâzil olmuştur.66 Biz burada bazılarını zikrediyoruz. 1- Şeyh Süleyman Belhi El-Hanefi, Yenabi'ül Mevedde'nin 2. babında birçok âlimlerden şöyle nakletmiştir: Resulüllah (s.a.v), Allah'ın emriyle Medine'ye İbrahimin dinine Ehli Kitab-ı (İsrailoğlu ve Hristiyanları) davet ile ilgili 4000 den fazla ayet var , aşağıda sıralı olarak listeledim , ama hadis kitapları bize bunların dışındaki hadisleri okuyorlar, Peygamberimizin sözlerinin %80'i kayıp.Nerede gerçek hadisler. 4h1Q. iq testi gibi ayet. öyle geldi bana. sivrisinek, davul filan hep geldi bunlar aklıma. hayat ilginç çok üstün zekalı insan dedektörüdür. yüzyıllardır orta ve düşük seviyede zekaya sahip birçok inanan veya inanmayan kimse okuyup geçmiş olsa da bu ayeti, hiçbirinin zekası buradaki sırrı yakalayacak seviyeye ulaşamamıştır. yani kimseye geri zekalı demeyelim ama tekamül sürekli yeni meyveler veriyor, kullanılan ve ihtiyaç duyulan özellikler gelişiyor demek ki gerçekten. sonunda ses geldi dedektörden, takılan olmuş olmalı. daha önce erişilemeyen bir zeka seviyesinin işareti bu. ay yüzeyindeki monolith gibi işaret veriyor olabilir. sonunda anladılar sırrımızı diye. kuran'da yazılı olan bir ayettir ve kuran'ı hz. muhammed'in yazdığını ispat ediyor olduğu iddia edilmektedir. ama ne yazık ki başında geçen "elif, ram, ra" şifreleri çözüldüğünde kesinlikle öyle olmadığı anlaşılacaktır. inanan arkadaşlar bu yönden rahat olsunlar. belki bu şifreleri hemen uğraşmaya başlasak 100 yıl kadar bir sürede çözebilirdik ama daha normal metnin bile yüzde yüz türkçe anlamlarına ulaşamıyoruz ne yazık ki. ama emin olun ortadoğunun lideri yapıldığımızda bunun da bir önemi kalmayacak. o yazmış bu yazmış, şimdilik tartışalım bakalım bunları. hasan tahsin feyizli tarafından feyzü'l furkan açıklamalı kuran-ı kerim meali kitabında; elif. lam. ra. bu, öyle bir kitap'tır ki; ayetleri, hikmet sahibi, her şeyden haberi olan allah tarafından sağlamlaştırılmış, sonra da allah'dan başkasına kulluk etmeyesiniz diye her şey onda açıklanmıştır. de ki "şüphesiz ben size, o'nun* tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim." şeklinde çevrilmiş çok mealde besmele; "rahman ve rahim olan allah'ın" adıyla şeklinde çevrilir, ki bu hatalıdır, allah olmak fiilini gerçekleştiren bir varlık değildir. hasan tahsin feyizli nin meal kitabında bu "rahman ve rahim, allah'ın adıyla" şeklinde çevrilmiştir, ki doğrusu budur. bu örneği tesfir hatalarının mümkün olabileceğinin ve büyük yanlışlara yol açabileceğinin farkedilmesi için verdim. nitekim aynı ayette önce, bu ayetler allah tarafından sağlamlaştırılmıştır deyip peşinden ben uyarıcı olarak geldim demek gibi bir hatayı bizden biri bile yapmaz, ki biz bugün böyle bir din yaymaya kalksak avcumuzda kendi yazdığımız bir kitapla göt üstü oturmakla sonuçlanır bu çabamız. selcuk universitesi fen-edebiyat fakultesi tarih bolumu'nde uzun yillar bolum baskanligi da yapmis olan prof. dr. mikail bayram, mevlana ve mesnevilik ile ilgili oldukca ilginc ve onemli aciklamalarda bulunmustu. konuyu ozetlemem gerekirse;kendisi mevlana'nin hic bir zaman "gel, ne olursa olsun yine gel" gibi bir cumle soylemedigini, buna benzer bir cumle soyledigini ama bunda kastedilen seyin bir baska sey oldugunu, mevlana'nin zannedildigi kadar sevgi dolu bir adam olmadigini, mesnevide bahsedilen askin, oyle cok yuceltildigi gibi tanrisal bir ask olmadigini, bilakis kendisinin sems'e duydugu askin bir tezahuru oldugunu soylemis ve anlatmisti. bunun ardindan bir skandal koptu konya'da. hocayi aldilar, yerlere caldilar, rektor ve yardimcilari yanyana dizilip basin toplantilari yaptilar, iclerinde kpds ve uds'yi seksen senedir veremedigi icin yrd. civi cakmis alaksiz bir hoca bile vardi, isim veremem malum nedenlerden dolayi, oturdular, mikail hoca icin "psikolojik tedavi alsin, kendisi bu buyugu karaliyor yaraliyor" falan dediler, delirdiler, millet nerdeyse sinirinden saclarini yolup sapkalarini yerlere atip ustunde tepinecek noktaya geldi. neden? sirf adamcagiz konuyu aydinlattigi icin. kendisi ile hir gur etmeye calisanlara da sadece sunu dedi "farsca biliyor musunuz? lutfen biliyorsaniz gelin ve size ilgili satirlari anlatayim, nedenlerini soyleyeyim, lutfen artik bana hakaret etmeyin, ben soylemiyorum, mevlana soyluyor" dedi, gel gor ki koskoca turkiye'de karsisina cikip "hayir efendim, sen yalan ya da yanlis soyluyorsun, ben de farsca bilirim ve mevlana tam olarak ta sunu bunu dedi" diyemedi. dil bilmeye bilmeye fikir sahibi olmuslar, adami linc edeceklerdi nerdeyse, halbuki kendisi de koyu dindar tabir edilebilecek bir muslumandi. ama derdini anlatamadi, bir suru tehditler aldi, rahati kacti ve emekli oldu en sonunda. neyse bu ayri bir neden anlatiyorum? sosyal bilimlere ucundan kiyisindan bulasmis biri olarak nacizane belirtmek isterim ki; gercekten de dil bilmek onemlidir, bunu baska bir suru entrym de de dile getirmistim. faraziyeler ustune konusamayiz diyecegim. ama bunu nasil ifade edecegimi bilmiyorum. "hah, siz bu acigi buldunuz, biz de simdi hemen dinden donduk, cok dogru dusunmussun ehehehe" tadinda rezilce bir entry'de yazilabilirdi tabi konuyla ilgili olarak ama amacim karma artirmak falan olmadigindan kici kirik bilgilerimle bir yere varmaya calisiyorum kafamda olusan pek cok sorunun cevabini bulmak icin uzun zamandir kuran okuyorum. cevirilerini en anlasilabilir buldugum ve begendigim 2 kuranim var. biri prof. dr. sadreddin gumus cevirisi, digeri de prof. dr. yasar nuri ozturk cevirisi. her iki ceviride de hud suresinin 2. ve 3. ayeti ile ilgili ifade gercekten oyle. yasar nuri cevirisinde "ki baskasina degil, allah'a ibadet edesiniz, kuskusuz ben size ondan gelen bir uyarici ve mujdeleyiciyim" deniyor,gumus cevirisinde ise "ta ki allahtan baskasina kulluk etmeyesiniz, suphesiz ki ben onun tarafindan gonderilmis bir uyarici ve mujdeleyiciyim" deniyor. birinde allah kelimesi gecerken oburunde gecmiyor. arapcayi bilemedigime, anlayamadigima gercekten lanet ediyorum. mikail bayram hoca ile olan tanisikligim ve engin farsca bilgisine olan guvenim sayesinde kendisine kayitsiz sartsiz inanmistim. inanan bir muslumanin mevlana'yi durup dururken kotulemesi icin bir neden olmadigini dusunmustum. ama bunu kuran icin dusunemiyorum cogu zaman. ya bir kelime, ya bir cumle, ya bir anlam farkli oluyor hep. bu oldukca can sıkıcı bir durum. isteyen istedigine inansin elbette kimseyi ilgilendirmez de, ayni surenin devami da soyledir13 - yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? o halde sen de onlara de ki "haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin. allah'dan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. eğer doğru söylüyorsanız" bunu yaparsınız.14- eğer buna rağmen size cevab vermezlerse, artık biliniz ki, o, gerçekten allah'ın ilmiyle indirilmiştir ve o'ndan başka ilah yoktur. öyleyse artık, siz müslüman mısınız?sanki 1400 sene sonra bile saldiriya ugrayacagini biliyormus gibi degil mi?17 - o dünyayı isteyenler, hiç rabbinden açık bir belge üzere olan kimse gibi midir? o belgeyi yine allah'dan gelen bir şahid olarak kur'ân izliyor, ondan önce de bir rehber ve rahmet olan kitap, musa'nın kitabı yine onu destekliyor. böyle olanlar kur'ân'a inanırlar. hangi hizipten olursa olsun kim onu inkâr ederse, ona vaad edilen yer ateştir. işte bütün bunlardan dolayı sen de bu kur'ân'dan şüphe içinde olma. kesinlikle o haktır, rabbindendir. fakat insanların çoğu iman nuh peygamberin agzindan konusmalar da yer almakatadir. gorebildigim kadariyla, 25. ayetten sonrasi, nuh peygamberin agzindan oldugu icin, yine "ben" kelimesi gecmektedir25 - andolsun ki, vaktiyle nuh'u da kavmine gönderdik, o, onlara şöyle dedi "ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." 26 - "allah'dan başkasına ibadet etmeyin! ben, size gelecek acı bir günün azabından korkarım."27 - buna karşılık, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kısmı dediler ki "biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, başka değil. ilk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz. sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. aksine sizi yalancılar sanıyoruz." 28 - nuh dedi ki; "ey kavmim! peki şu söyleyeceğime ne diyeceksiniz? ben rabbimden apaçık bir delil üzere isem ve o, bana kendi tarafından bir rahmet bahşetmişse, size de onu görecek göz verilmemişse biz, istemediğiniz halde onu size zorla mı kabul ettireceğiz?"belki 2. ve 3. ayetlerde gecen "ben" kelimesi de boyle birseydir. yani tirnak icindedir. ya da cevirirken oyle olmaliydi bilemiyorum ki..butun sureleri yazmaya gerek yok. ama su kismi da enteresan34 - ben size öğüt vermek istemiş olsam da, eğer allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten öğüt vermemin size bir faydası olmaz. rabbiniz o'dur ve nihayet o'na - yoksa "onu uydurdu" mu diyorlar? de ki; "eğer uydurdumsa vebali benim boynumadır. bense sizin yüklendiğiniz vebalden uzağım". 123 ayetten olusan bu sure ilgili olarak, hz. muhammed'in, "beni cok yormustur" dedigi de rivayet edilir. sahih hadis degildir. son ayetler ise soyle der120 - peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz. bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir. 121 - imana gelmeyen o kâfirlere de ki "elinizden geleni geri koymayın! biz de yapacağımızı yapacağız." 122 - siz bekleyin görün, biz de bekleyip göreceğiz. 123 - göklerin ve yerin gaybını bilmek yalnızca allah'a mahsustur. her iş o'na döndürülür. sen yalnızca o'na ibadet et ve yalnızca o'na dayan. rabbin yaptıklarınızın hiçbirinden gafil değildir. eveet, herkes kendi yaptigindan mesul. eger hz. muhammed kendisi yazidysa ki bunu neden yapar bir insan anlayamam, mal,? mulk? kadinlar? atlar? develer? bilemiyorum, bana pek mantikli gelmiyor kuran'a ve ogretilerine 1400 senedir kalpten inanan muslumanlar buyuk bir yanlis icinde. ama yok eger pek coklarinin inandigi gibi allah'in kitabi ise, yandiniz.. çatır çatır kuran ı kerim arapçası bilen turan dursun'un içeriğindeki hataları kurcaladığı ayetlerden yalnızca biri. şimdi denebilir ki; turan dursun inançsız olduğu için güvenilmezdir, o halde hangi imanlı islam alimine güvenelim? adam hem bir müftüydü, hem o herkesin hakkında atıp tuttuğu kuran arapçasını yadsınamaz derecede iyi biliyordu. al madem, arapça bilmek lazım ise bir bilenden gelsin; ne bekliyorsanız, sanki imanlı birinin "kuran'da hata var" demesi mümkünmüş gibi...ayrıca; bkz allah i ispat icin kuran i kaynak gostermek/14004470 bütün müslümanların kuran'ın allah tarafından yazıldığına/söylendiğine inanıp inanmadığını akla getiren; hepsi buna inanıyorsa da kaynağının ne olduğunu merak ettiren sure. sahi, kuran'ın yazarının sadece ve sadece allah olduğu kuran'da yazıyor mu? kuran'ın yazarının allah olup olmaması kuran'ın kutsal kitap özelliğinden ne alır ki? sonuçta muhammed de allah'ın sözünü kitabı okuyacaklara iletiyor, dolaylı anlatımdan farkı yok. mekke doneminde inmis ve 123 ayetten olusan surenin ikinci ayetidir. adini icinde de gecen hud peygamber'den almıştır. kuran-i kerim allah kullarına pek çok farklı şekilde ve farklı yontemle hitap eder. bu su anki ilimle cok fazla aciklanabilmis bir durum degildir. tabiki görüsler vardir. kuran-i kerim'in bir mucize olduğu söylenir. bu nedenle de içinde pek çok bilinmeyen olduğunu söylemek yanlış olmaz. örnek vermek gerekirse embryo keşfedilmeden önce kuran'da bu kavramın geçtiği pek çok yer "kan pıhtıcığı" gibi ifadelerle çevriliyordu. ancak embryo keşfedildikten sonra bu ifade embryo olarak değiştirildi. yani daha doğru algılayamadığımız pek çok kavram ve bilgi kastedilen peygamber surenin adında da geçen hud peygamber olabilir. ve eger oyleyse bu sureyi yazanin neden hz muhammed oldugunu iddia edersin ki? bir ilahiyatci olarak kendime hep su sorulari sorarim. neden muhammed "kuran"i sagliginda kitap haline getirmedi? ya da kitap haline getirilmesi ve gelecek nesillere aktarilmasi hususunda yazili ve yahut sozlu bir sey birakmadi? ve aradan gecen 4 yillik surecte boyle bir konu gundeme neden gelmedi? ve yine neden bu surenin sonunda cikan kaoslar neticesinde "kuran"in kitap haline getirilmesi gerekliligi gundeme gelince donemin halifesi ebubekir "peygamberin yapmadigi ve emretmedigi bir seyi yapmaktan cekinirim" dedi? ve bak yine neden diye soruyorum, bu toplatilan "kuran" kitap haline getirilme surecinde kendi aralarinda 7 farkli vecihe jargon, sive ayrilmistı? bunun uzerine bolgenin en guclu kabilesi olan kureysin lehcesi kabul edilip digerleri yakildi? bu nedenli sorularimi gunumuze kadar uzatabilirim belki ama bir cevabini buldum evet sizsiniz neden!! muhammedin "hitab"ini "kitap" olarak algiladiniz hep. kendinizce celiskiler buldunuz, cag disiliklar tesbit ettiniz!! simdi bu nedeni size soruyorum. neden? bunun cevabini ben biliyorum. umarim sizde bulursunuz!!not hud suresinin ikinci ayeti de bu nedenler arasinda cozumlenir diyerek tanim formatcilarinin da rahatlamalarini bu salt sanat icin "sanat" yapan sanatcilara uyuz olurken boyle kapali bir entry yaziyosam sahsim adina endise duymaliyim. ama bu edit muessesesi bunu izole etme acisindan faideli. is bu entryle ilgili "anlamadim" tarzinda mesajlar alinca bi serh geciyim istedim. anlasilmak bizlerin en buyuk gayesi degil mi?hud suresinin ikinci ayeti, ya da herhangi bir surenin herhangi bir ayeti bizlere hz muhammedin agzindan gelir. olayi organik degerlendirin, kafanizda senaryo edin. vahy dedigimiz olay bu. yani peygambere iman. onun soyledigi sozun allah lafzi olduguna inanmak. allah cebrail ve hz muhammed uclusunden sadece hz muhammed rasyonel zeminlerde karsisina cikiyor insanligin. diger ikisi soyut seyler. o yuzden "kuran" rasyonel anlamda peygamberin agzindan dokulur ama peygamber "bana allah soyletiyo bunlari" der ve buna iman edenler icin de "kuran" allah lafzi olur. burasi net. ama demek istedigim su; peygamberin boyle bir iddiasi olmus olsa bile bu sozlerimi "kitap" haline getirin dememistir. bunun nedeni cok acik. o kadar ileri goruslu ki hz muhammed, emin olun bu baslik altinda yasanabilecek tartismalarin olusmamasi icin!! dinamik bir hayati ve insanlari statik dogma yapilarla baglamamak icin. amaci bir mantalite ve model bir devlet yonetimi birakmakti. o kadar! ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Hz. Nuh kimdir? Hz. Nuh kaç sene yaşadı? Hz. Nuh hangi kavme gönderildi? Hz. Nuh’un kavmi nasıl helak oldu? Nuh tufanı nasıl oldu? Hz. Nuh’un eşi ve Kenan adındaki oğlu helak mı oldu? Hz. Nuh’un özellikleri nelerdir? Hz. Nuh ile ilgili ayetler nelerdir? Ülü’l-azm peygamberlerden Hz. Nuh’un hayatı ve Nuh Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde diğer Peygamberlere oranla geniş bir şekilde tanıtılan ve “ülü’l-azm” olarak isimlendirilen beş büyük Peygamberden biridir. Kur’an’da yirmi sekiz sûrede hakkında bilgi verilmiş ve kırk üç yerde ismen zikredilmiştir. NUH NE DEMEK? Kur’an’ın yetmiş birinci sûresi onun adını taşır ve baştan sona onun tevhid mücadelesini anlatır. Ancak Kur’an, Hz. Nuh’un hayatının sadece Peygamber olarak görevlendirildikten sonraki safhasından bahsetmektedir. Kendisine inanmayan kavmi tufanla cezalandırıldığından Tufan Hadisesi de ona nisbetle Nuh Tufanı diye anılmaktadır. Nuh kelimesinin Arapça asıllı olup nevh ağlamak, dövünmek kökünden geldiğini, bizzat kendi nefsini kötülediğinden veya tövbe etmeden boğulup gitmeleri sebebiyle kavmi için üzüldüğünden ona bu adın verildiğini söyleyenler olmakla birlikte Fîrûzâbâdî, VI, 26 kelimenin Arapça olmadığı kabul edilmektedir. Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 330; Jeffery, s. 282 İLK PUTPERESTLİK NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADI? Rivayete göre insanlar Hz. Nuh’a kadar tevhid inancıyla yaşamış, putperestlik ilk defa Nuh’un kavmiyle ortaya çıkmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Dediler ki Tanrılarınızı bırakmayın, ilâhlarınız Ved, Süvâ, Yegūs, Yeûk ve Nesr’den vazgeçmeyin” meâlindeki âyette Nuh 71/23 Nuh kavminin taptığı putlardan bahsedilmektedir. Hz. Nuh kavmini putperestlikten uzaklaştırıp tevhid inancına döndürmek için gönderilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de Nuh’un Allah tarafından seçildiği Âl-i İmrân 3/33, kendisine vahyedildiği en-Nisâ 4/163, kavmine Peygamber olarak gönderildiği Nuh 71/1, 950 yıl kavminin arasında kaldığı el-Ankebût 29/14 ve kavmini Allah’a kulluğa davet ettiği Yûnus 10/71; Hûd 11/25-26; eş-Şuarâ 26/106-110 belirtilmektedir. HZ. NUH’UN DUASI Nuh kavmini Allah’tan başkasına ibadet etmemeleri hususunda uyarmış, aksi takdirde başlarına gelecek azabı kendilerine haber vermiştir. Nuh 71/1-4 Yoldan çıkmış, çok zalim ve azgın olan kavmi ez-Zâriyât 51/46; en-Necm 53/52 Nuh’a inanmadığı gibi ona mecnun demiş, taşlamakla tehdit edip eş-Şuarâ 26/116 yalancılıkla itham etmiş, ondan kendisine uyan alt tabakadan insanları yanından uzaklaştırmasını el-Arâf 7/59-63; Hûd 11/ 27; el-Kamer 54/9 veya başlarına geleceğini bildirdiği azabı bir an önce getirmesini Hûd 11/32 istemiştir. NUH TUFANI NASIL OLDU? Kendi yaptıkları karşılığında hiçbir talebinin olmadığını söyleyen Nuh gaybı bilmediğini, melek de olmadığını, sadece Allah’ın emirlerini bildirdiğini ifade edip davetini sürdürmüş Hûd 11/28-31; eş-Şuarâ 26/105-115, uzun mücadeleler sonunda kavminin putperestlikten vazgeçmediğini görünce inanmayanları cezalandırması için Allah’a dua etmiş eş-Şuarâ 26/118-119; Nuh 71/1-28, Allah Nuh’un duasını kabul etmiş ve inkârcı kavminin tufanla helâk edileceğini, kendisinin ve inananların kurtulacağını bildirerek bir gemi yapmasını istemiştir Hûd 11/36-39. Gemi inşa edilirken Nuh’un kavmi kendisiyle alay etmiştir. Hûd 11/38 Rivayete göre gemi yapması istenince Hz. Nuh tahtayı nereden bulacağını sorar, ona ağaç dikmesi emredilir ve Hint meşesi denilen ağaçları diker. Kırk yıl geçtikten sonra bu ağaçları keserek gemiyi yapar Fîrûzâbâdî, VI, 29. Geminin inşası bitince her hayvan türünden birer çift, ayrıca boğulmasına hükmedilenler dışındaki aile fertleri ve iman eden diğer kimseler gemiye bindirilir. Hz. Nuh ve ona inananlar kurtulurken eşi ve oğlu inanmayanlarla birlikte boğulur Hûd 11/40-47; el-Mü’minûn 23/26-29; el-Furkān 25/37; el-Kamer 54/10-17. Kur’ân-ı Kerîm’de ayrıca Nuh’un oğlu için dua ettiği, ancak bunun kabul edilmediği belirtilmektedir. Hûd 11/42-43, 45-46; et-Tahrîm 66/10 Tufan sona erince, “Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olanlara bizden selâm ve bereketle gemiden in ...” denilir. Hûd 11/48 Allah’ın adını zikrettiği Peygamberler Âdem’in ve Nuh ile beraber gemide taşınanların soyundan, İbrâhim ile İsmâil’in neslindendir Meryem 19/58; İsrâiloğulları da Nuh ile beraber gemide taşınanların soyundan gelmiştir. el-İsrâ 17/3 Ayrıca diğer Peygamberler gibi Nuh’tan da söz alındığı el-Ahzâb 33/7, onun hidayete erdirildiği el-Enâm 6/84, ona verilen emirlerin Müslümanlar için de geçerli ve yürürlükte olduğu eş-Şûrâ 42/13 bildirilmektedir. HZ. NUH KAÇ YIL YAŞADI? Kur’an’da Hz. Nuh’un yaşıyla ilgili olarak şu bilgi yer almaktadır “Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o 950 yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.” el-Ankebût 29/14-15 Bu âyetten anlaşıldığına göre Hz. Nuh’un 950 yıl kavmiyle birlikte yaşamış ancak bu sürenin onun bütün ömrünü veya Peygamberlik süresinin tamamını mı yoksa tufana kadar olan safhasını mı içine aldığına işaret edilmemiştir. Kur’an’da verilen bu rakamı Hz. Nuh’un bütün ömrü olarak kabul edenlere göre kırk yaşında Peygamber olmuş, 890 yaşında iken tufan gerçekleşmiş, tufandan sonra altmış yıl daha yaşamıştır. Bu süreyi sadece tufan öncesi Peygamberlik müddeti olarak düşünenlere göre ise Hz. Nuh’un yaşı bundan çok daha fazladır. Bir rivayete göre Peygamberler içinde en uzun ömürlüsü Hz. Nuh’tur; kendisine 350 yaşında vahiy gelmiş, 950 yıl kavmini davetle geçirmiş, dolayısıyla 1300 yıl yaşamıştır. VI, 30 Hz. Nuh’un kabrinin nerede olduğu bilinmemekte, çeşitli yerlerde ona nisbet edilen makam ve kabirler bulunmaktadır. Bir rivayete göre kabri Mekke’de Mescid-i Harâm’da, Mültezem ile Makām-ı İbrâhim arasında, diğer rivayetlere göre ise Kerek, Cizre veya Necef’tedir. HZ. NUH’UN ÖZELLİKLERİ Kur’ân-ı Kerîm’e göre Nuh, çok şükreden bir kuldu el-İsrâ 17/3; güçlükler karşısında gösterdiği sabır insanlara örnek olarak gösterilmiştir Hûd 11/49. Onun bir başka özelliği de kâfirlere karşı çok sert davranmasıdır. Ayrıca kavimlerine gönderilmiş emin elçilerden olduğu belirtilen Nuh’un eş-Şuarâ 26/107 “ashâbü’n-nevâmis”ten şeriat sahibi sayıldığı ifade edilmiştir. Rivayete göre tufan esnasında Hz. Nuh, Ebûkubeys dağında bulunan Hz. Âdem’in naaşını alarak bir tabut içine koymuş, tufandan sonra tekrar yerine defnetmiştir. Hz. Nuh’un, Hz. İdrîs’ten sonra gelen ilk Peygamber olup marangozluk yaptığı da nakledilmektedir. İbn Kuteybe, s. 19-24 Hz. Nuh’a ayrıca İslâm ve bilhassa Şiî geleneğinde “Neciyyullah” Allah’ın kurtardığı kişi sıfatı verilmiştir. Hz. Nuh’un ve kavminin Tufan Hadisesi'nden kurtarılmasına atıf yapan bu sıfat, Allah’ın inâyetiyle Firavun’un zulmünden kurtarılan Hz. Mûsâ için de kullanılmaktadır Salebî, s. 166 Kaynak DİA İslam ve İhsan Bu yazımızda sizlere LGS Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi konusu olan aynı zamanda 8. sınıf konuları arasında yer alan Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Nuh hakkında bilgilendireceğiz. Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Nuh Hz. Nuh Kur’an’da “Şekur” çok şükreden adıyla anılır. Çünkü O her işine “Bismillah” diyerek başlamış ve “Elhamdülillah” diye bitirmiştir. Hz. Nuh Allah korkusundan sürekli ağladığı için kendisine, çok ağlayan, inleyen anlamına gelen “Nuh” denilmiştir. Kur’an’da 28 süre ve 43 ayette adı geçmektedir. Ayrıca “Nuh” adında bir de sure vardır. Bu surede Hz. Nuh peygamberin kavmiyle olan tevhid mücadelesi detaylıca anlatılmıştır. Hz. Nuh’a elli yaşında peygamberlik görevi verilmiştir. Kur’an’a göre Nuh as 950 yıl ömür sürmüştür. “Andolsun, biz, Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.” Ankebut Suresi, 14. ayet Kendisine yeni bir din ve yeni bir kitap verilmemiştir. Kendinden önce gönderilen dinlerin hükümlerini insanlara anlatmıştır. Ömrü boyunca kavmini putperestlikten uzaklaştırıp tevhid inancına döndürmek için çabalamıştır. “Andolsun, biz kavmine Nuh’u gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.” A’raf Suresi, 59. ayet Ancak kavmi tevhit inancına yaklaşmadığı için tufanla cezalandırılmıştır. Tufan hadisesi daha sonra ”Nuh Tufanı” diye meşhur olmuştur. Hz. Nuh’un Daveti Nuh kavmini Allah’a iman etmeye, tevhit inancına davet ederek kendi üzerine düşeni yaptığını ancak buna rağmen kavminin inanmadığını şu sözleriyle yüce Allah’a iletti — Nuh dedi ki “Rabbim! Ben, kavmimi gece gündüz çağırdım. Fakat benim çağırmam, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı. Sen bağışlayasın diye onları her ne çağırdıysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerine büründüler, direttiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra, hem ben onları yüksek sesle çağırdım sonra onlara açıktan da söyledim, gizliden gizliye de dedim ki “Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü o çok bağışlayandır. O zaman size gökten bol bol yağmur indirir. Sizi, mallar ve oğullarla destekler; sizin için ağaçlıklar var eder, ırmaklar akıtır. Size ne oluyor da Allah’ın büyüklüğüne aldırmıyorsunuz. Oysa sizi kademelerden geçirerek o yaratmıştır. Görmediniz mi, Allah yedi göğü katlar hâlinde nasıl yaratmıştır. Onların içinde Ay’ı bir ışık, Güneş’i de ışık kaynağı yapmıştır. Allah sizi yerden bir bitki olarak bitirmiştir. Sonra sizi oraya döndürecek ve tekrar çıkaracaktır. Allah yeryüzünü size bir sergi yapmıştır. Bu onun geniş yollarında dolaşmanız içindir.” Nuh Suresi, 5—20. ayetler Hz. Nuh’un bu ayetlerde anlatılan davetine rağmen kavmi ona inanmadı. İnkar yolunu seçti bunun üzerine Yüce Allah Nuh’a şöyle vahyetti — ”Artık senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanlardan başkası inanacak değildir. Onların yaptıkları karşısında sen kendini zahmete sokma.” Hud Suresi, 36. ayet Nuh da Yüce Allah’tan şu isteklerde bulundu — ”Nuh dedi ki “Rabbim! Kafirlerden yeryüzünde oturan birini bırakma. Çünkü sen onları bırakacak olsan onlar kullarını yoldan çıkarırlar. Günahkâr ve nankör evlattan başkasını da doğurmazlar. Nuh Tufanı Hz. Nuh, İdris sonra gönderilmiş bir peygamberdir. Hz. Nuh yıllarca insanları tevhide davet etti, putlara tapınmaktan sakındırdı. Ama Nuh’a kendi oğlu dahi inanmadı. — “Andolsun ki Nuh’u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum” A’raf Suresi, 59. ayet Nuh yıllarca çabalamasına rağmen inanmayan kavmi için şöyle dedi — ““Rabbim! Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır.” Nuh Suresi, 24. ayet Hz. Nuh Allah’ın emriyle bir gemi inşa etmeye başladı. “Gözlerimizin önünde ve vahyimiz emrimiz uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme ! Onlar mutlaka boğulacaklardır! ” Hud Suresi, 37. ayet Gemi inşası bittikten sonra büyük tufan gerçekleşti. Denizler ve ırmaklar taştı. Gökyüzünden sel gibi yağmur yağmaya başladı. Her tarafı sel aldı. Hz. Nuh seksen kişi kadar inananla beraber yaptığı gemiye bindi. Ayrıca gemiye Allah’ın emriyle birer çift hayvanlardan topladı. Oğlu Kenan’a gemiye gelmesini söyledi. Ancak oğlu inkar edenlerden olduğu için “Beni koruyacak bir dağa sığınırım” diyerek babasının son bir umutla yaptığı teklifini reddetti. Baba yüreği dayanamayan Hz. Nuh oğlu için af diledi. Bunun üzerine yüce Allah “… Ey Nuh ! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O hâlde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme. “ Hud Suresi, 46. ayet buyurdu. Yaklaşık 150 gün kadar sonra yüce Allah, “Yere suyunu çek; göğe ey gök sen de yağmurunu tut.” buyurarak tufanı sona erdirdi. Bilgi Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na oturduğu rivayet edilmektedir. Dağa gemi indiğinde inananların yanlarındaki yiyecekleri azaldığı için Nuh un emriyle ellerinde kalan son yiyecekleri birleştirerek ilk defa aşure yemeğini yaptılar. LGS Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi için Tıklayınız Hz Nuh aleyhisselamın duası bir çoğumuza ilham ve yol göstermiştir. Peygamberlerin duası insanoğluna nasıl dua edeceklerini de öğretmiştir. Bu nedenle Hz Nuh duasını okunuşunu ve arapçasını sizler için derledik. Hz Nuh aleyhisselam Kur’an’da adı 43 defa geçmektedir. Kur’an’ın 71. suresi onun adını taşımaktadır. Hz. Nuh kendisine ve yanındaki müminlere düşmanlık gösteren kavmine karşı kararlılıkla mücadele etmiştir. Kavminden kendisini çok az kişi iman etmiştir. Karısı ve çocuklarından biri de iman etmeyenler arasındadır. Nuh tufanından sonra yeni bir nesil yaratılmıştır. Ayrıca Hz. Nuh as’ın uzun yaşadığına dair deliller de vardır. Nuh Duası Nuh kendisine iman etmeyen oğlu suda boğulunca Hûd, 11/43; “Rabbim! Şüphesiz ki oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır, Sen hâkimler hâkimisin” diye Rabbine seslenmiş, bunun üzerine yüce Allah, “Ey Nuh! O, asla senin ailenden değildir, onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. O hâlde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim” Hûd, 11/45-46 buyurmuştur. Bu uyarı sonunda Nuh Allah’a şöyle dua etmiştir. Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor. Okunuşu “Rabbi innî e’ûzü bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ’ılm. Ve illâ teğfirlî ve terhamnî eküm-minelhâsirîn.” Anlamı “Ey Rabbim! Bilmediğim şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben hüsrana düşenlerden olurum!” Hûd, 11/47 Nuh bu duasından, Allah’tan bir istekte bulunurken dikkat edilmesi gerektiğini, dînen uygun olmayan, Allah’ın razı olmayacağı şeyleri istemenin doğru olmadığını, bunun cahillik olduğunu, böyle bir istek için de af dilenmesi gerektiğini öğreniyoruz. Kur’ân’da Nuh şu duaları da zikredilmiştir Okunuşu “Rabbinsurnî bimâ kezzebûn.” Anlamı “Ey Rabbim! Kavmimin beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” Mü’minûn, 23/26 Hz. Nuh’un Diğer Bir Duası Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor. Okunuşu “Rabbiğfirlî veli-vâlideyye ve limen dehale beytiye mü’minen ve lil-mü’minîne vel-mü’minâti ve lâ tezidiz-zâlimîne illâ tebârâ.” Anlamı “Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mü’min olarak evime girene ve bütün mü’min erkek ve mü’min kadınlara mağfiret eyle. Zalimlerin de sadece helâkini artır.” Nûh, 71/28 Nuh İslâm düşmanlarına karşı Allah’ın yardım etmesini; kendisinin, anne babasının ve bütün mü’minlerin bağışlanmasını istemekte, zalimlere de beddua etmektedir. Dolayısıyla biz, bu dua örneklerinden; kendimiz için dua ettiğimiz gibi yakınlarımız ve mü’minler için de dua etmemizi, insanlara zulmedenlere beddua edebileceğimizi öğreniyoruz. Nuh süresi kaç ayetten oluşur? Bir çoğumuz çok kere okuduğumuza rağmen Nuh suresini kaç olduğunu unutabiliyoruz. Kur’an-ı Kerim’in bir suresi olan Nuh Mekkeyi münevvere döneminde inmiştir. Gerek mushaftaki sıralamaya gerekse nüzûl sırasına göre yetmiş birinci sûredir. Nahl sûresinden sonra, İbrâhim sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yirmi sekiz ayet, iki yüz yirmi bir kelime ve yedi yüz elli harften ibarettir. Mekkî surelerden olup sûrede başlıca, Nûh peygamberin mücadeleleri ve Nûh Tufanı konu edilmektedir. Sûre, adını konusundan almıştır. Sûrede Hz. Nûh’un peygamber olarak gönderilişi ve inkârcılara karşı verdiği mücadele anlatıldığı için ona bu ad verilmiştir. Buhârî’de “Sûretü innâ erselnâ” adıyla geçmektedir. Buna göre Âdem’den sonra 10 nesil geçmiştir, bu arada çoğalan ve sapıtan insanlar putlara tapmaya başlamışlar, tanrı da onlara sadece kendisine tapınılması konusunda uyarıcı olarak Nuh’u göndermiştir. Ayrıca Nuh suresi kaçıncı cüzdür.? diye merak edenler için yirmidokuzcu cüz’de yer almaktadır. Bismillâhirrahmânirrahîm Rahman Ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik. şöyle dedi “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.” 3,4.“Allah’a ibadet edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.” şöyle dedi “Ey Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece gündüz imana davet ettim.” benim davetim ancak onların kaçışını artırdı.” 7.“Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler.” 8.“Sonra ben onları açık açık davet ettim.” 9.“Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.” 10.“Dedim ki Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’ 11.Bağışlama dileyin ki, üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ 12.Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’ 13.Size ne oluyor da Allah için bir vakar saygınlık, büyüklük ummuyorsunuz?’ 14.Hâlbuki, O, sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.’ 15.Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’ 16. Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?’ 17.Allah, sizi babanız Âdem’i yerden bitki bitirir gibi bitirdi yarattı.’ 18.Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi yeniden çıkaracaktır.’ 19,20.Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.” dedi ki “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.” 22.“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.” 23.“Şöyle dediler Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” 24.“Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. Rabbim! Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.” küfür ve isyanları yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar. şöyle dedi “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!” 27.“Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kâfir kimseler yetiştirirler.” 28 .“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.” Nuh Suresi Okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1. İnna erselna nuhan ila kavmihi en enzir kavmeke min kabli en ye’tiyehum azabun eliymun. 2. Kale ya kavmi inniy lekum neziyrun mubiynun. 3. Enı’budullahe vettekuhu ve etiy’uni. 4. Yağfir lekum min zunubikum ve yuahhırkum ila ecelin musemmen inne ecelellahi iza cae la yuahharu lev kuntum ta’lemune. 5. Kale rabbi inniy de’avtu kavmiy leylen ve neharen. 6. Felem yezidhum du’aiy illa firaren. 7. Ve inniy kullema de’avtuhum litağfire lehum ce’alu ezabi’ahum fiy azanihim vestağşev siyabehum ve esarru vestekberustikbaren. 8. Summe iniy de’avtuhum ciharen. 9. Summe inniy a’lentu lehum ve esrertu lehum israren. 10. Fekultüstağfiru rabbekum innehu kane ğaffaren. 11. Yursilissemae aleykum midraren. 12. Ve yumdidkum biemvalin ve beniyne ve yec’al lekum cennatin ve yec’al lekum enharen. 13. Malekum la tercune lillahi vekaren. 14. Ve kad halekakum atvaren. 15. Elem terev keyfe halekallahu seb’a semavetin tıbakan. 16. Ve ce’alelkamere fiyhinne nuren ve ce’aleşşemse siracen. 17. Vallahu enbetekum minel’ardı nebaten. 18. Summe yu’ıydukum fiyha ve yuhricukum ıhracen. 19. Vallahu ce’alelekumularda bisatan. 20. Litesluku minha subulen ficacen. 21. Kale nuhun rabbi innehum asavniy vettebe’u men lem yezidhu maluhu ve veleduhu illa hasaren. 22. Ve mekeru mekren kubbaren. 23. Ve kalu la tezerune alihetekum ve la tezerunne vedden ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve naren. 24. Ve kad edallu kesiyren ve la tezidizzalimiyne illa dalalen. 25. Minma hatiyatihim uğriku feudhıhu naren felem yecidu lehum min dunillahi ensaren. 26. Ve kale nuhun rabbiy la tezer alel’ardı minelkafiriyne deyyaren. 27. İnneke in tezerhum yuodıllu ıbadeke ve la yehidu illa faciren keffaren. 28. Rabbiğfirliy ve livalideyye ve limen de hale beytiye mu’minen ve lilmu’miniyne velmu’minati ve la tezidizzalimiyne illa tebaren.

hz nuh la ilgili 2 ayet